Mina Urgan


Sizlere Halide Edip, Abidin Dino ,Sait Faik, Yahya Kemal ,Necip Fazıl ve hatta Atatürk’le dolu bir hayat olduğunu söylesem inanır mıydınız ? İngiliz edebiyatı duayenlerimizden olan Mîna Urgan’ın hayat hikayesinden bahsedeceğim .

Mina Urgan 1 Mayıs 1916 tarihinde dünyaya gözlerini İstanbul’da açtı . Fakat nüfusa 1915 olarak geçti çünkü anne tarafındaki serveti bittiği için baba tarafını dan kalan küçük hisseyi satabilmek için 1915 yazıldı . Babası Tahsin Nihat annesi ise Şefika Hamın ‘dır . Öz babasını 2 yaşında kaybetti . Ve Şefika Hanımın ikinci evliliğindeki eşi Falih Rıfkı Atay ile büyüdü .

Kendisi adının Mîna yerine Mine olmasını istermiş çünkü kimse doğru bir şekilde telaffuz edemezmiş sesleri uzatmayı dikkat etmez ve hatta Mimi ,Fifi , Suzi gibi şeyler uydururlarmış . Soyadını ise 18 yaşında kendi isteği ile almış. Urganın ilk konuştuğu dil Ermeniceymiş . Bunun sebebi ise dadısı Uskuyimiş. Dadısı Türkçeyi gayet akıcı konuşmasına rağmen MÎna Urganı çocuğu gibi gördüğü için Urgan ile ana dilini konuşurmuş .

mina

Dadısının anlattığına göre upuzun , kapkara bir Amerikalı deniz eri kucağına alıp hoplatarak oynamış ve sonra bağrına basmış Urgan halinden çok memnun bir şekilde kahkahalar atıyormuş.’ Anlaşılan bebekken bile ırkçılığım yokmuş’ demektedir.

Mîna Urganın hiç ilkokul diploması olmamıştı . Kadıköy Notre Dome de Sion da yatılıya başlamıştır . Fakat üvey babası Falih Rıfkı ziyaretine geldiğinde bu okulun öğrenciler üzerinde yarattığı olumsuz etkiyi gördükten sonra o okuldan alınmış ve Arnavutköy Kız Kolejine ( şimdiki adı ile Robert Koleji ) verilmiştir. Şimdi ise Mîna Urgan’ın Atatürk ile olan dansından bahsedeceğim.

Urgan 11 yaşındayken ailesi Mustafa Kemal’in manevi kızlarından birinin düğününe gitmek için hazırlanıyorlarmış . Urgan gitmeyi çok istemesine rağmen annesi Şefika izin vermemiş . Biraz sonra ailesini almak için gelen Ruşen eşref ve eşi Saliha hanım gelmişler ve Urgana ‘ üzülme , biz seni götürürüz ‘ diyerek hazırlamışlar .

Mina Urgan ve Mustafa Kemal Atatürk

Beyaz ipek elbisesini ve rugan ayakkabılarını giymiş. Salona girdiğinde annesi Şefika hanım ile sohbet eden Mustafa Kemal’i görmüş ve hemen annesini yanına gitmiş, bozuntuya vermek istemeyen Şefika Hanım Urgan’ı görmezden gelse de Mustafa Kemal fark etmiş . Annesi, elini uzatan Atatürk’ün elini öp dercesine hareket etmiş fakat durumu fark eden Atatürk ‘ Hanımefendi o benim arkadaşım , elimi neden öpsün ‘ demiş . Sonra Urgana dönerek ‘ yiyecek gibi, neden öyle bakıyorsun bana ‘ dedikten sonra Urgan ‘efendim sizi daha önce görmedim ondan’ demiş bunu üstüne Atatürk ‘ görmedinse senin kabahatin . Çankaya’daki evimi biliyor musun ? Oraya pekala gelebilirdin. Artık beni tanıyorsun canın istediği vakit gel , beni görmek istediğini söyle . Gel seninle dans edelim ‘ demiş .

Urgan öğrenmek için, Atatürk öğretmek için her ne kadar çabalasa da Urgan vals yapamıyormuş . Atatürk durumu fark edip bozuntuya vermeyerek ‘ Ben senin için yaşlı bir kavalyeyim . yaşına uygun genç bir kavalye bulalım sana ‘ demiş ve Urgan’a uygun bir eş bulmuş . Fakat Urgan dansı bırakıp tekrardan Atatürk ‘ün yanına gitmiş bunun üstüne Atatürk ‘ Oğlanı pek beğenmedin galiba’ diyerek içecek uzatmış .

Urgan kendisinin sapına kadar bir Kemalist olduğunu her zaman söylemektedir. 1960 yılında Lord Kinross ‘a Atatürk kitabını yazması için de yardımcı olmuştur. 1940 yılında Edebiyat Fakültesi’nin İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünde Halide Edip Adıvar’ın asistanlığını da yapmıştır . Gençliğinde tanıdığı bazı isimler ise şunlardır ; Ahmet Haşim , Yahya Kemal , Behice Boran , Aziz Nesin , Abidin Dino ,Arif Dino, Neyzen Tevfik ,Sait Faik , Sabahattin Eyüboğlu…

Mîna Urgan her zaman çocukları çok seven biri olmuştur. Zeynep ve Mustafa adında iki tane çocuğu vardır. Urgan solculuğuyla her zaman övünen ve hatta bu durumdan dolayı sadece 3 saat içeri girmesi kendisini çok üzmektedir. 1960 da profesör olarak öğretim üyeliğine devam ettikten sonra ve 1977 de İstanbul Üniversitesi’nden emekli olmuştur .

15 Haziran 2000 yılında vefat etmiştir.
Mîna Urgan’ın bu kadar çok zenginliklerle dolu hayatını kendi kaleminden okumak isterseniz Bir Dinazor’ un Anıları adlı kitabını okumanızı öneririm . Bazen çok üzülecek bazen çok heyecanlanacağınız bazen kahkahalara boğulacağınız ama her zaman yüzünüzden o tatlı gülücüğün eksik olmayacağı keyifli bir hayat hikayesi .

Yağmur Ecem Harputlu

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse BAŞARILI BİR KARİYERİN SIRLARI yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram ve Twitter’dan takip edebilirsiniz.

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

Bin Yıldır Yaşayan En Eski Üniversite: El-Karaviyyin

Sonraki

Hatırlamamak