BİLGİ TOPLUMU İÇERİSİNDE SEN NESİN?

İnterneti ve sosyal ağları kullanmakta zorluk çekiyor musun? Yeni çıkan oyunları anlaman uzun sürüyor mu? Ya da uzun bir yazı okumaktansa, görsel içerikli kısa ifadeleri okumak daha mı ilgi çekici geliyor? Sorular bitmez ama temel sorumuz şu: Dijital yerli misin, dijital göçmen mi?

Tarım toplumundan endüstri toplumuna, sonrasında ise Toffler’ın deyimiyle ”üçüncü dalga” olan bilgi toplumuna geçiş olmuştur.

bilgi

Bilgi Toplumu

Bilgi toplumu; başta ekonomik ve sosyokültürel alanlarda köklü değişimler ve yenilikler içermekle birlikte yaşamın her alanında bilginin merkez alındığı bir toplum yapısıdır. Bunun yanında bilgisayar, tablet, akıllı telefonlar ve internetin gelişimiyle bilgi toplumunun da hızlı gelişimi sağlanmıştır. Bilgiye erişimin kolaylığı, iletişimin hızlanması ve küreselleşmesi, hızla gelişen teknolojiler doğrultusunda klasik yaşama biçimimiz, değer yargılarımız değişmiştir.

Toplum içerisinde bilişim kültürü oluşarak bu fark tüm bireylerde etkisini göstermiştir. İşte bu değişimle kültürel ve toplumsal dinamiklerde yeni kavramlar ortaya atılmıştır.

2001 yılında Marc Prensky, bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı sonucunda nesiller arasında derin farklılıkların oluştuğunu; internetin sağladığı sosyal ağlar, sanal platformlar ve oyunların bireyler arasında yeni bir iletişim dilinin ortaya çıktığını söylemektedir. Prensky, bu iletişim diline ayak uydurabilenler veya bizzat bunu yaşatanlara ”dijital yerli” demiştir. Bana göre bu zaman sınırı pek doğru olmasa da 1980 ve öncesinde doğan ve teknolojik gelişmelerle arası iyi olmayan bireylere ise ” dijital göçmen” diyerek yeni kavramlar ortaya atmıştır.

Dijital yerli ve göçmen arasındaki farkı belirleyen temel faktör, dijital dünyayı kullanma algısıdır. Buna örnek vereceksek: Dijital göçmen olan babaannenin akıllı telefonunda bir işlem yapamadığında dijital yerli torunundan yardım alması dijital dünyayı kullanma algısını açıklamaktadır ve çoğunuz benzer durumlara da şahit olmuşsunuzdur.

Dijital Yerlilerin Başlıca Özellikleri

Doğdukları ilk andan itibaren sanal ortamla ilişki halindedirler. Dijital dünya ile uyum içerisinde olup bunu doğal karşılarlar. Hayatlarının her alanında internetin ve sosyal ağların varlığı onları rahatsız etmez. Günlük davranışlarının içerisinde dijital dünya vardır.

bilgi

Dijital yerliler; otobüs bileti alması gerektiğinde gişeye gitmez, internet sitesi ile hızlı ve kolayca bilet alır. Onlar dijital dünya içerisinde hızlı gelişimlerin farkındadır bu yüzden yeniliklere açık ve korkusuzdurlar. Herhangi bir yenilikle karşılaştıklarında deneyimlemekten çekinmezler. Prensky, dijital yerlilerin beyinlerinin deneyimlerle yapı değişikliğine uğradığını iddia etmiştir. İddia üzerine deney araştırmasında, 12 ve 15 yaşları arasındaki kızlar üç ay boyunca tetris oynamış ve sonrasında beyin tomografileri çekilmiştir.

Tomografi sonucunda beynin gri madde miktarını çağrıştıran beyin zarı kalınlığında değişimlerin meydana geldiği gözlemlenmiştir.
Tanımadığı birçok insanla ortak bir ortamda bulunmayı doğal karşılarlar. Özellikle iletişim ve sosyalleşme aracı olarak dijital dünyayı kullanırlar. Bilgiye çabuk erişmek ister ve bu bilgileri paylaşmayı severler. Uzunca bir yazı okumak can sıkıcı gelirken, ilgi çekici görsel içerikli yazılar okumak cazip gelir. Eğlenceli içerikleri tercih ederler.

Kim Bu Dijital Göçmenler?

1980 ve öncesinde doğmuş, bilişim teknolojilerinden yoksun olarak doğup büyüyen nesiller dijital göçmendir. Erginlik dönemi ve sonrasında internet ve sosyal ağlarla tanışan bu bireyler teknolojiyi kullanmakta ve adapte olmakta zorluk çeker. Genellikle bir zorunluluk halinde dijital dünyaya dahil olurlar ve daha çok bilgi edinme amaçlı kullanırlar. Son zamanlarda eğlence ve sanal oyunlar amacıyla da kullandıkları görülse de dijital yerli gibi bu mecralara aşina değillerdir. Dijital yerlilere kıyasla dijital okuryazarlık oranları daha düşüktür.

Göçmenler, hiper metinler ya da grafikler yerine doğrusal okuma yapmaktan hoşlanırlar. Sosyal ağları aktif ve etkin kullanamazlar. Bilgiye ulaşmak için öncelikle basılı kaynaklardan yardım alırlar. Ancak göçmenler; dijital teknolojileri, işlerini kolaylaştırmak amaçlı kullanarak yarar sağlamışlardır. Prensky bu kullanım doğrultusunda göçmenlerin 21. yüzyılda dijital yerli ve göçmen arasındaki farkın azalıp yok olacağına, bu kavramlar yerine dijital bilgelik kavramının çıkacağını öngörmüştür. Nitekim dijital yerli özellikleri günümüz için hala geçerli olsa da dijital göçmen özellikleri Prensky’nin çalışma zamanında kaldığını söyleyebilirim.

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse Vücudun Orkestra Şefi: Beynimiz yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram veTwitter’dantakip edebilirsiniz.

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki
kapak fotoğrafı

YAPAY ZEKA BİZİ YENEBİLİR Mİ?

Sonraki

Mısırlıların Mumyalama Tarihi