satranç

Satranç: Beyinlerin Savaş Meydanı

Gelin sizinle birlikte satrançı tanıyalım. Tüm insanlık tarihinin yazılı olduğu bir kitaptan rastgele bir sayfa açtığımızı düşünelim. Okuduğumuz sözcükler; kırmızı bir zemin üzerinde, özgürce akmak için fazla yorgun olduğundan acısını damla damla anlatan gözlere sahip, aynı acıyı ve aynı hisleri paylaşan binlerce insanı anlatırdı. İnsanlık tarihi kitabından rastgele seçilen bir sayfanın savaş meydanını anlatıyor olması oldukça olası. Dünya’ya geldiğimiz ilk tarihten bugüne, hiç değiştirmediğimiz, hiç evrimleşmemiş, hiç modernleşmemiz bir ilkel yönümüz var: savaş.

Taşların, okların, kılıçların, silahların ve bombaların birbirleri ile kıyasıya rekabete girdiği savaşları hepimiz biliyoruz. Yaklaşık üç yüz bin yıllık olan tarihimiz, karşımızdaki kişiden daha üstün olduğumuzu ona göstermenin farklı yollarını da bulmamıza şahitlik etmiş.

Bedenlerimiz yerine beyinlerimizin savaştığı satranç, tarih sayfalarına adını silinmez harflerle yazdırmayı başarmış. Popülaritesini yüzyıllar boyu korumayı başaran bu akıl oyununun ortaya çıkma hikayesine gelin hep beraber bakalım.

Satranç: Beyinlerin Savaş Meydanı
Satranç

Satranç nasıl ortaya çıktı?

Satrancın nasıl ortaya çıktığı hakkında yapılan araştırmalar göstermektedir ki; en eski satranç kabartmaları piramitler üzerinde, Mısır’da bulunmaktadır.

Bugünkü Türkmenistan’da yapılan kazılar, burada yaşayan Kuşhan Türklerine ait olan ve MS 150. yüzyıla ait olduğu belirlenen satranç taşlarını ortaya çıkartmıştır. Bu arkeolojik keşif, satrancın ilk defa Kuşhan Türkleri tarafından oynandığı ve satrancın Kuşhan Türkleri tarafından Hindistan’a götürüldüğü ihtimalini gündeme getirmektedir. Satranç taşlarının at, kale gibi semboller içermesi ve satranç tahtasının balbal, çadır, kümbet gibi semboller ile benzerlik göstermesi; Türk kültüründen ortaya çıkmış olabileceği ihtimalini güçlendirmektedir.

Satranç -en eski dönemlerde- Çin, Mezopotamya ve Anadolu’da oynandığına dair bulgular mevcuttur. Bu zeka oyununa ilk kez isim veren toplum Hintliler olmuştur. Satranç, ilk ismini Hindistan toprakları üzerinde M.S. 3-4. yüzyılda almıştır. Bulunan Sanskritçe metinlerde, satranç ilk kez “Çaturanga” olarak adlandırılmıştır. Satrancın, aynı yüzyılda, Çin’de “Sat-RanÇu” ismiyle oynanmaya başladığı iddiaları da bulunmaktadır.

Satranç

Satranç hakkında bulunan en eski yazılı kaynaklar Hindistan’da ortaya çıkmıştır. Tarihteki ilk satranç taşları M.S. 760 yılından kalmadır ve Afrasiyap’ta bulunmuştur. İlk satranç takımı ise Türkistan, Nişapur’da bulunmuştur. Satranç; Hintlilerden İranlılara, İranlılardan Araplara, Araplardan Endülüslülere, Endülüslülerden İspanyollara ve İspanyollardan tüm Avrupa’ya yayılmıştır.

Tarafsız kaynakların bazılarında, satrancın Kuşhan Türkleri tarafından Hindistan’a getirildiği belirtilmektedir. Satranç kurallarını belirleyen Arap ve Avrupa el yazması kitapları yazılmıştır. İspanyol Lucena’nın 1497 yılında yazdığı kitap ile satrancın kuralları belirlenmiş ve satranç kurallarının basılı olduğu ilk kitap tarihte yerini almıştır. 1497 yılından günümüze kadar satrancın kuralları hiç değişmemiştir. Diziliş şeklinde ufak değişikliklere uğramış olan satranç, günümüzdeki şeklini tam olarak 19. yüzyılda almıştır.

Usta oyuncuların rekabet ettiği satranç turnuvaları, ilk olarak 1850’lerde yapılmaya başlanmıştır. İlk Dünya satranç şampiyonluk karşılaşması Steinitz ve Zukertort arasında oynanmıştır. 10 galibiyet, 5 mağlubiyet ve 5 beraberlik skoru ile, bu tarihi maçın kazananı Steinitz olmuştur. İlk resmi Dünya satranç şampiyonu olan Steinitz, sistematik satranç oynama kavramının da öncüsü olmuştur.

İlk resmi Dünya Satranç Şampiyonu Steinitz
İlk resmi Dünya Satranç Şampiyonu Steinitz

Beyinlerin kıyasıya bir rekabete girdiği satranç; adeta bir savaş meydanı olan tahtası ve zekice kullanıldığında dünyanın en güçlü ordusu olan taşları ile oyuncularına oldukça farklı ve muhteşem bir dünyanın kapılarını aralamaktadır. Günümüzde oldukça tercih edilen bir oyun ve spor dalı olan satrancın ortaya çıkış hikayesi sizi şaşırttı mı?

Bu yazı ilginizi çekiyse sizleri Mezarı’nın Açılmasıyla Savaş Getiren Türk Hükümdarı başlıklı yazımıza alalım..

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

7 Uyurlar Efsanesi

Sonraki

3 Adımda Fobilerinizden kurtulmak ister miydiniz?