Dünya nüfusunun bir bölümünün tam bir teknoloji obezitesi olduğunu biliyor muydunuz? Bunu öğrenmeden önce gelin ilk olarak Teknoloji’nin tanımına ve ne olduğuna bakalım.
Teknoloji, insanoğlunun gereklerine uygun yardımcı alet ve araçların yapılması ya da üretilmesi için gerekli bilgi ve yetenektir. Teknoloji, günümüzde veri paylaşımının en etkin bir biçimde kullanılarak keşiflere yön vermesinin etkin bir parçası olarak da tanımlanabilir.
Dijital teknoloji, çalışmayı, seyahat etmeyi, okumayı, yazmayı, iletişimde bulunmayı, eğlenmeyi, muhabbeti, eğitimi, öğretimi kısacası hayatı yeniden tanımlayacak konuma gelmiştir. Tarihte ’de adından söz ettirmeyi gayet iyi başaran bilgisayar teknolojisi, 90’lı yıllar da internet teknolojisiyle buluşunca yeni bir düzen ortaya çıkmıştır. Şüphesiz ki her birimiz, bayağı gelişen bu devrimin tanıklarıyız.
Gündelik hayatımızı kolaylaştırma’ da öncü rol oynayan teknoloji, bu kadar gelişme fırsatı bulamasaydı ne olurdu hiç düşündünüz mü?
Teknoloji Obezitesi Başlangıcı
Teknoloji öncesi bir dönemde yaşıyor olduğumuzu düşünün. İnsanlar beslenme ihtiyacını karşılamak için ellerinde bulunan aletleri (ağaç, çalı) kullanarak mızraklar yaptılar. Hayvanları izleyerek avlandılar. Düşünün o zamanlarda insanların beslenme ihtiyacını karşılaması bile günümüzdekine göre ne kadar zahmetli ve farklı.
Şimdi ise insanların beslenme ihtiyacını karşılaması çok kolay. Bundan da teknolojinin bir yerde insanları hazıra alıştırdığını ve tembelleştirdiğini söyleyebiliriz.
Peki, neler oluyor, neredeyiz, nereye doğru gidiyoruz?
Günümüz teknolojisi, geçmiş yüzyılın ağır ve kaba teknolojisinden farklıdır. Mental açıdan da bizleri derinden etkilemeyi başaran Teknoloji dünyası, bize dünyanın elimizin altında olduğunu duygusunu rahatça verebilmektedir. Dijital teknoloji, bizlere bambaşka bir ontoloji sunmakla beraber, evrenin giderek bir yazılıma dönüştüğü kanaatindeyiz. Kitaptan fabrikaya, bankadan uçağa, ameliyatı yapan robot bile yazılıma dönüşüyor.
Teknolojik gelişmeler çoğu sektörün de çağ atlamasına neden olmuştur. Üretimde makineleşme artmış, insan gücüne olan ihtiyaç azalmıştır. Teknoloji sayesinde kısa zamanda daha fazla üretim yapılabilir hale gelmiş, verimlilik artmıştır. Böylece ekonomik ve toplumsal kalkınma elde edilmiştir.
İnsanlığa ve evrene epey katkısı olan teknoloji çağının biraz da zararlarından bahsedelim
İnsanları tembelleştiren, hazıra alıştıran ve insanları tam bir tüketici haline getirmesi konusunda bir fikriniz var mı? Öncesinde lüks tüketim maddesi olarak görülen ürünler günümüzde adeta birer zorunluluk haline gelmiştir. Bu da kişileri daha fazla harcamaya iten bir sorundur.
Teknolojik gelişmelerin toplum tarafından yakından takip edilmesi de son teknolojik ürünleri satın almaya iter. Bu durumda toplumun üreten değil tüketen bir konumda olmasına yol açar.
Teknolojik ürünlerin neredeyse tamamı elektrikle çalışması da dezavantajlardan birisidir. Elektrikle çalışan her alet bir elektromanyetik alan oluşturur. İnsan beyninin de kendine ait bir elektromanyetik alanı vardır. Çünkü sinirler nöronlar aracılığıyla elektriksel uyarıları beynin çeşitli yerlerine ulaştırarak çalışırlar. Bu nedenle günlük hayatta kullandığımız her elektrikli cihaz mutlaka bizi olumsuz etkilerler.
Dünya nüfusunun bir bölümünün obezite, bir bölümünün de açlık sorunlarıyla uğraşması gibi ortaya çıkan bu saçma durum, teknoloji kullanımında da dünya nüfusunun bir bölümü tam bir teknoloji obezitesi içinde.
Buradan çıkartmamız gereken şu ki; Teknolojik gelişmelerin ve devrimlerin toplum ve dünya adına çok büyük bir nimet olduğu fikrinde olduğumuz gibi insan sağlığına ve evrene çeşitli zararlarının olduğunun da bilincinde olmamız gerekir. Günümüz insanının teknolojiye çok da yoğunlaşmamasının daha etik ve doğru karar olacağı fikrindeyiz.
Eğer bu yazı ilginizi çektiyse BİLGİ TOPLUMU İÇERİSİNDE SEN NESİN? yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram ve Twitter’dan takip edebilirsiniz.