Kraliçe Lear

William Shakespeare (1564 – 1616), İngiliz şair, oyun yazarı olarak anılır. Günümüze ulaşan eserleri, bazıları ortaklaşa yazılanlara birlikte 38 oyun, 154 sone, iki uzun öykü ve birkaç kaynağı belirsiz şiirden oluşur. Oyunları bütün büyük dillere çevrilmiştir ve diğer bütün oyun yazarlarından daha çok sergilenmiştir. Aklı bulandıran cümleleri, akıcı şiirleriyle insanların hayal gücünü büyülemiştir. İşte tamda bu minvalde, en ünlü eserleri arasında yer alan Kral Lear’a değineceğiz. Dünya üzerinde Shakespeare’in oyunları o kadar çok oynandıki işte o oynayanlardan birileride Mersin’in Arslanköylü kadınlarıdır. İsimleri: Behiye Yanık, Ümmü Kurt, Cennet Güneş, Fatma Fatih ve Zeynep Fatih‘tir. Mersin’in Arslanköyünde bir tiyatro kurup, Kral Lear oyununa çalışmaları takdire şayandır. Oyuna çalışılması, halkın karşısına çıkılıp temsilin sergilenme sürecinin anlatıldığı bir belgesel olan Kraliçe Lear belgeselinde bu durumu çok samimi bir şekilde görürüz. Bir saat otuz dakikaya yakın belgeseli izlediğinizde bol kahkahalı dakikalar geçireceğinizden şüpheniz olmasın.

Belgesel 5 kadının suyun içerisinde oturup ezber çalışması ile başlayıp Kral Lear rolünü oynayan teyzemizin “Valla kral erkek olsun dediydik ama inşallah güzel yaparım ya. Kral kıyafetlerini de çok merak ediyorum.” demesiyle devam eder. Anlayacağınız bizim Kral Lear, Arslanköylü tiyatrocu teyzelerimiz tarafından sergilene sergilene olur size Kraliçe Lear. Oyunlarını sergileyebilmek için uçurum kenarı yollardan geçerek ulaştıkları köylerde, neşeyle oynarlar. Kapı kapı gezip tüm köy halkını o samimi üsluplarıyla oyunlarına davet ederler. Belgeselde ekibin zaman zaman, bürokratik ve bireysel engellerle muhatap olduğunu görürüz, pes etmezler ve bu durum sizin yüzünüzde kocaman bir tebessüme sebep olur. Gittikleri bir köyde, köy yolunun bozuk olmasından yakınan bir amcamızın derdini dinlerler, yatıştırırlar ve oyunun içerisine (Kraliçe Lear’ın kızı rolünde) dahil ederler, en çok alkışı da amcamız alır.

Belgeselin yönetmenliği ve yapımcılığı rolünü üstlenen Pelin Esmer , Altyazı Sinema Dergisi’nin Kasım-Aralık sayısında verdiği röportajında şöyle belirtiyor: “…Shakespeare’in serçenin ölmesinde bile bir bildiği vardır kaderin demesiyle, Zeynep’in uçurumlu yollarda gittikleri sırada hayatta sadece üç şeyi kadere bağlaması arasında bir oyun kurabilir miyiz? Tek tek hayat hikayelerinin ötesinde, işte bu tür şeylerdi beni Kraliçe Lear’da heyecanlandıran.” Ayrıca, dünya prömiyerini 25. Saraybosna Uluslararası Film Festivali’nde yapan Kraliçe Lear filmi, 26. Adana Altın Koza Film Festivali’nden Yılmaz Güney Ödülü, SİYAD “Cüneyt CebenoyanEn İyi Film Ödülü ve En İyi Müzik ödüllerini aldı.

Total
1
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

Türk Kahvesi Neden Su ile İkram Edilir?

Sonraki

Einstein ve Müzik