IMDb’ye Göre Leonardo DiCaprio’nun Rol Aldığı En İyi 10 Film

1-Inception

Leonardo DiCaprio

Leonardo DiCaprio bu yapımda, çok yetenekli bir hırsız olan “Dom Cobb ” ile karşımızda. Uzmanlık alanı, zihnin en karanlık ve savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb’un bu nadir insanlarda görülebilecek yeteneği, bu ender rastgelinebilecek mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır.

Aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye malolmuştur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız ‘başlangıç’ı tamamlayabilirse. Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır.

2-The Departed

The Departed, Massachusetts Eyalet Polisi’nin şehrin en büyük suç organizasyonunu çökertmek için geniş çaplı bir mücadele başlattığı Güney Boston’da geçiyor. Amaç, güçlü mafya babası Frank Costello’nun (Jack Nicholson) egemenliğine içeriden bir müdahaleyle son vermektir. Güney Boston’da büyümüş olan genç çaylak Billy Costigan’a (Leonardo DiCaprio), Costello’nun çetesine sızma görevi verilir. Billy, Costello’nun güvenini kazanmaya çalışırken, “Güney Yakası”nın sokaklarından gelen bir başka genç polis Colin Sullivan (Matt Damon) da eyalet polis teşkilatında basamakları hızla tırmanmaktadır.

Üstlerinin bilmediği şey, Colin’in Costello için çalıştığı ve suç patronunun polisin hep bir adım önünde olmasını sağladığıdır. Her iki adam da, içine sızdıkları organizasyonun planları ve karşı planları hakkında bilgi toplarken, sürdürdükleri çifte yaşamları yüzünden oldukça zorlanmaktadırlar. Ama hem gangsterler hem polisler aralarında bir köstebek olduğunu anlayınca, Billy ve Colin sürekli olarak düşman tarafından yakalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.

3-Django Unchained

Django Unchained, Köle Django’nun Alman asıllı ödül avcısı Dr. King Schultz ile yolunun kesişmesiyle başlıyor. Django, eski efendisini ölü ya da diri ele geçirmek isteyen Schultz ile anlaşmaya varır ve özgürlüğü karşısında Brittle kardeşleri kendisine getirme sözü verir.

Görev başarıyla tamamlanır ama ikilinin yolları ayrılmaz Schultz ve Django beraber Güney’in en çok aranan suçlularının peşine düşerler… ‘Avlanma’ hünerini her geçen gün geliştiren Django’nun artık tek bir hedefi vardır: köle ticareti yüzünden kaybettiği eşi Broomhilda’yı bulmak ve onu kurtarmak… Bu hedef onları kötü şöhretli “Candyland” çiftliğine ve çiftliğin sahibi olan Calvin Candie’ye(Leonardo DiCaprio) götürecektir…

Sinemanın dahi çocuğu, Oscarlı Quentin Tarantino’nun uzun süre üzerinde çalıştığı Spagetti Western türündeki projenin başrollerinde Jamie Foxx, Christoph Waltz yer alırken, Kerry Washington, Leonardo DiCaprio ve Samuel Jackson gibi yıldızlardan oluşan oyuncu kadrosu göz dolduruyor.

4-The Wolf of Wall Street

The Wolf of Wall Street, gerçek bir yaşam öyküsünü konu ediyor. Jordan Belfort(Leonardo DiCaprio) 24 yaşında genç ve hırslı bir adamdır. Para kazanma arzusuyla Wall Street borsasında önce komisyoncu ve ardından Stratton Oakmont adında bir yatırımcı firmasında zengin olmak için her şeyi yapmaya hazır bir CEO olur.

90’ların en hızlı günleridir ve New York işlem salonunda her şey olabilmektedir. Önemsiz tahvillerle birçok yatırımcıyı aldatarak, Belfort kısa zamanda bir para makinasına ve aynı zamanda bir harcama makinasına dönüşür. Bir günde hesapları milyon dolarlarla doldururken o gece hepsini aynı hızda harcayabilir. Profesyonel hayatının yanı sıra uyuşturucu, fahişeler, son derece pahalı lüks fantezilerle dolu kirli bir oyunun içindedir. Bu karakterin hayatındaki her şey abartılı bir şekilde devam ederken, çöküş ise çok uzakta değildir…

Yönetmenliğini Martin Scorcese’nin üstlendiği film Amerikan borsasında komisyoncu olan Jordan Belfort’un biyografisinin bir uyarlaması. Filmin başrolünde Leonardo DiCaprio yer alırken kadroda Jonah Hill, Kyle Chandler ve Jean Dujardin kendisine eşlik ediyor.

5-Shutter Island

Shutter Island, Martin Scorsese’nin bir çok filmi gibi yine bir başyapıt statüsünde. Filmde, Teddy Daniels(Leonardo DiCaprio) ve Chuck Aule(Mark Ruffalo) isimli iki polis memurunun, Rachel Solando adlı bir akıl hastasının ortadan kaybolması üzerine tehlikeli akıl hastalarının tedavi gördüğü Shutter Adası isimli bölgede konuşlanan Ashecliffe Hastanesi’ne soruşturma yapmak için gitmesi ve sonradan gelişen esrarengiz olaylar aktarılıyor.

Burada karşılaştıkları isyan tablosu ve çığrından çıkan işler bu davayı gittikçe zora sokacak, zamanla rüya ve gerçek arasındaki sınırlar zorlanacaktır. Usta yönetmen Martin Scorsese tarafından Dennis Lehane’nin ünlü romanından sinemaya uyarlanan filmin başrolünde yönetmenin gözde oyuncularından Leonardo Di Caprio bulunuyor.

6-Catch Me If You Can

Catch Me If You Can, bir ajan ile bir suçlunun arasındaki kedi-fare oyununu konu ediyor. FBI ajanları hiç şüphe yok ki kendilerine çok fazla güvenmektedirler; ancak bu kez karşılarındaki, onlar için bile pek de kolay bir lokma olmayacaktır. Henüz yirmili yaşlarında, çocuk yaşta bir adam onlarca ülke gezerek, bazen pilot, bazen doktor, bazen savcı mesleklerine bürünerek FBI’ı peşinden koşturmaktadır. Bu ya bir kedi-fare oyunudur ya da sadece farenin oyunudur.  Amerikan sinemasının en büyük ustalarından Steven Spilerberg’in yönettiği filmin başrollerinde Leonardo Di Caprio ve Tom Hanks var.

7-The Revenant

Hugh Glass(Leonardo DiCaprio) kürkleri için hayvanları avlayan bir kuruluş için çalışan deneyimli bir tuzakçıdır. Fakat avlandıkları bölgelerde kendilerinden başka hem yerli Kızılderililer hem de Fransız birlikleri kol gezmektedir. Bir av ertesinde bir boz ayı tarafından ölümcül bir biçimde yaralanan Glass’ı, yavaşlamamak adına ekibi ölüme terk eder. Fakat bölgeyi herkesten iyi bilen avcı Glass hayata tutunur ve yavaş da olsa yaraları iyileşir. Zira yaşama tutunması için oldukça geçerli bir sebebi vardır… 

Oscar ödüllü yönetmen Alejandro G. Iñárritu efsanevi Hugh Glass’i Diriliş filmiyle ile beyazperdeye taşıyor. 19. Yüzyıl Amerika sınırında yaşanan destansı hayatta kalma mücadelesini konu alan Diriliş, seyirciyi 1823 Amerika’sının benzersiz güzelliğine, gizemine ve tehlikesine çekiyor. Film sadece hayatın değil, onurun, adaletin, inancın, yuvanın ve ailenin içgüdüsünü keşfediyor. Michael Punke’ın kaleme aldığı The Revenant: A Novel Of Revenge kitabından beyazperdeye uyarlanan filmin başrolü ise Leonardo DiCaprio.

8-Blood Diamond

Hayat bazen, değerli bir tek şey uğrunda bambaşka insanların kaderlerini umulmadık bir biçimde kesiştirebiliyor. Bambaşka hayatlardan gelen, vaktiyle orduda görev yapmış Danny Archer(Leonardo DiCaprio) ile uzun zaman önce ait olduğu yerden kopartılarak elmas madenlerinde işe koyulmuş Solomon Vandy. Herkesin gözdesi, büyüleyici bir elmasın varlığı nedeni ile yolları kesişir.

Her ikisi de elmasın peşi sıra gazeteci Maddy Bowen ile beraber yola çıktıklarında hayatlarına dair değerli birer fırsatı da yakalamışlardır. Solomon ait olduğu yere, ailesine kavuşabilme ihtimali ile Danny ise yeni bir hayata başlamanın umudu ile aydınlanırlar. Kuşatma ve Son Samuray adlı filmlerin arkasındaki isim Edward Zwick’ten, başrolündeki Leonardo DiCaprio ile heyecan dolu bir aksiyon-macera.

9-Titanic

Dünyanın hatırlamak istemediği türden felaketlerden olan ‘Titanik faciası’, dev prodüksiyonların yönetmeni James Cameron tarafından çekilen görkemli bir film.

Teknolojinin son sürat ilerlediği bir dönemde, insanlar üstesinden gelemeyecekleri hiç bir sorun olamayacağına inanmaya başlamışlardır. ‘Titanic’ adlı dev transatlantik ise, insanlığın doğaya karşı gövde gösterisi gibidir. Bu ‘Düşler Gemisi’ nin yolcuları arasında Avrupa`da birkaç yıl geçirdikten sonra Amerika’ya dönmekte olan, Jack(Leonardo DiCaprio) adlı genç bir ressam ile nişanlısı ve annesiyle Philadelphia`ya giden Rose adlı genç bir kız da vardır. İki genç, şans eseri tanışacak, aralarındaki sınıf farkına aldırmaksızın birbirlerine yakınlaşacaktır. Bu arada doğa insanoğlunun günden güne artan kibirine bir nokta koymayı planlamaktadır. Yola çıkılmasından dört buçuk gün sonra, 10 Nisan 1912’de, Titanic iki saat kırk dakika süren ve sulara gömülmesiyle son bulan, hazin olayların başlamasına neden olacak buz dağına çarpacaktır.

James Cameron’un, seyirciye bir zaman makinesiyle yolculuk ettiği hissini uyandırırcasına gerçeğe yakın filmi ‘Titanic’ tam 14 dalda Oscar adayı olarak ‘En İyi Film’ dahil 11 ödülü kazanmıştı

10-What’s Eating Gilbert Grape

Küçük bir kasabada sıradan bir yaşam süren Gilbert’ın hayatı sorumluluklarından ibarettir. Bir yandan obezite hastası annesi, diğer yandan ise otizm hastalığıyla mücadele eden kardeşi Arnie(Leonardo DiCaprio) ile ilgilenmek zorundadır. Hayatında en olağandışı durum ise kasabalarından geçmekte olan Becky ile karşılaşması olur. Becky, Gilbert’ın hayatına adeta bir güneş gibi doğar. Ona daha önce hiç karşılaşmadığı bir şeyi, aşkı armağan eder. Ancak Gilbert’ın omuzlarındaki sorumlulukları bu aşkın arasında devasa bir engel olarak durmaktadır.

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse Friends: Yeniden Buluşma  yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram ve ve Twitter’dan takip edebilirsiniz.

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

McDonald's Nasıl Kuruldu ?

Sonraki

Saygı