Kahvenin Tarihi, Psikolojik Yaklaşımı ve Etnik Olarak Tüketimi

Net tarihi verilmemesiyle birlikte kahve, 9. yüzyılda keçilerin ve koyunların sayesinde keşfedilmiş. Bu keşfedilme olayı ise rivayetlere göre kahve meyvesinden yiyen keçi ve koyunların enerjilerinin arttığını, daha canlı hareketlerde bulunduklarını gözlemleyen çobanları da bu meyveden denemiştir ve bu meyvenin kendisine de enerji verdiğini fakat acı olduğunu dilden dile duyurmuştur.

Etiyopya’da eski adıyla Habeşistan’da görülen kahve ağacının meyvelerini bölge halkı kaynatıp tıbbi olarak kullandıkları da kaynaklara geçmiştir.

Yükseltili ve yağışlı bölgelerde daha verimli hasat yapılmasıda gözlenmiş olmalı ki tarımsal faaliyetleri tamamen bu ilkeye uyacak şekilde gerçekleştirilmiştir.

Osmanlı’dan Dünya’ya Kahve

Etiyopya’nın keşişler, seyyahlar ve tüccarlar için önemli bir merkez olmasının sebebi ise kahveydi. Aynı bölgede yaşayan birçok tüccar ticaretini yapmıştır bu bilgi karşımıza Etiyopya’dan sonra Yemen’de de çıkmıştır. Yemen’deki üretimi ise aynı şartlarda yapılmaktaydı. Osmanlı İmparatorluğu’nun, Yemen topraklarını kendi himayesi altına almasının üzerine vali ataması ile bölgenin özellikli olan ürünleri Payitahta (İstanbula-başkente) getirilmiştir. İlk olarak Osmanlı’ya, Kanuni Sultan Süleyman döneminde, Yemen Valisi Özdemir Paşa vesilesi ile sağlanmıştır. Harem’de öyle bir ivme kazanmıştır ki yapımının eğitimleri haremde bulunan cariyelere, İstanbul’da bulunan kahvehane sahiplerine verilmiştir. Hatta padişahların özel ustalar da bulunuyordu, bu kişilerin unvanı Kahvecibaşı idi.

17. Yüzyılda, Batılı imparatorluklarla yapılan ticari faaliyetler ile tüccarlar tarafından Avrupa’ya ihracatı sağlanmıştır ve en büyük değişimi bu süreçten sonra yaşamıştır. İtalya, Fransa, İngiltere gibi liman gücü bulunan ülkelerden Avrupa’ya açılması başlamıştır.

Avrupalı bilim insanlarının da işin içine girmesi ile kahve yatırımı dünyada başlamış ve ivme kazanmıştır, Etiyopya ve Yemen ana merkez iken bu merkezler Amerika’nın keşfi ile genişlemiş ve bu topraklarda tarımı için ilkesine uygun bölgelerin bulunması kıvamını, sertliğini belirleyecek varyasyonlarını günümüze kadar ulaştırmıştır.

Kahvenin çekirdeğinin varyasyonları yükseklikle olacağını düşünüyorsanız büyük yanılırsınız. Lakin, yapım türleri olarak da varyasyon göstermiştir.

Yapım Teknikleri

İlk serüveni demleme tekniği ile elde ediliyordu, Bu hususta ilk varyasyon yapım türü İtalya’ya ait olan Espresso’dur. Espresso’nun yapımı için bir makine kullanılmaktadır. Shot, yani tek içimlik olarak günümüze ulaşmakla birlikte varyasyonun da varyasyonu diyebileceğimiz birçok tür kahvenin altyapısını oluşturmaktadır. Bunlar ise aromalı, sıcak, soğuk vs. diye ayıracağımız Latte’dir. Latte’de süt, şurup kullanımı ile birlikte Espresso da kullanılır, yani Espresso’nun varyasyonudur. Bu örneği sadece dünyada en çok tüketilen tür olan Latte olduğu için verdim. Espresso bazlı birçok varyasyon kahve buna örnektir.

Filtre kahveler ise espresso ile teknik olarak aynıdır ancak çekirdek boyutu filtre kahvede daha farklıdır.

Türk Kahvesinin Varyasyonları

Türkiye’de kahve tarımı yapılmamaktadır, elverişli bir arazi maalesef yoktur fakat Osmanlı’dan günümüze kadar ihraç ettiğimiz kahveyi Klasik Türk Kahvesi adı altında günümüze getirdik. Peki bizim kahvemizin varyasyonu var mıdır? Elbette! Şeker kullanımı olarak bir varyasyonu bulunan Türk Kahvesi ilerleyen dönemlerde bazı meyvelerin kullanımı ve bu kullanımların birbirine karıştırılması ile çok farklı varyasyonları da bulunmaktadır. Menengiç ve Dibek kahvesi bunlara örnektir.

Diğer Gazlı ve Alkollü İçecekler ile Kullanımı

Bulgaristan’da çokça tüketilen fakat fazlası zararlı olan Bulgar Espresso’su sizi de şaşırttı değil mi. Aslında çok basit bir yapımı mevcut. Tek shot espresso ile Cola’nın karışımı olan bu içecek içerdiği kafein oranı olarak yüksektir bu yüzden de fazlası bir hayli zararlıdır.

İrlanda da ise , İrlanda likörü, şeker ve krema karışımı ile yapılmaktadır. Bu kahvenin adı da İrlanda kahvesidir.

Baz alındığı belli başlı meyvelerin aromalarının eklendiği likörler ve kanyaklar da gurmelerin vazgeçilmez lezzetlerindendir.

Psikolojik Olarak Etkisi

Kahve meyvesi ilk keşfedildiğinde tıbbi olarak kullanımı kokusu ile sakinleştirme üzerineydi. Bilimsel olarak metabolizmayı hızlandırdığı da saptanılmıştır. Kokusu günümüzde de sakinleştirici etkisi ile hissedilmektedir. Depresyon, Alzheimer ve Parkinson gibi hastalıklardan da koruyuculuğu mevcuttur. Hatta adaçayı yakma kültürümüzün bir benzeri Afrika ve Hindistan’da kahve ile uygulanmaktadır, negatif ruhları yok etmek ve rahatlamak için kahve çekirdeğini yakıp kokusunu etraflarına yaydıkları da bilinmektedir.

Dünya’daki Tüketimi

Verilere göre en çok tüketilen içecek çeşitlerinin ilk 5 sıralaması bulunan kahvenin bölge bazlı araştırması ise oldukça şaşırtıcıdır. Bu şaşırtıcılık ile ekonomik olarak kahve şirketlerinin farklı kültürlerdeki kahveleri tanıtmalarıdır ve bu alanda Türk Kahvesi’de dünyada bilinen ve epey beğenilen bir kahve olmuştur. Kahveler içinde ilk 10 listesinde bulunan Türk kahvesi ülkemizde, balkanlarda ve Kafkasya’da en çok tüketilen kahvedir. Şaşırtıcı olan ise ülkemizde en çok tüketilen 2. kahve Espresso’nun varyasyonu olan Ice Americano’dur.

Ülkemiz maalesef ki filtre kahve tüketimi olarak epey gerilerdedir. Fakat son 10 yıllık istatistiklere göre çoğalan yerli veya yabancı şirketleri ile Filtre Kahve kültürünü beğenerek benimsediğimizi söyleyebilirim.

Ayrıca sitemizdeki, Neden kimse kimseye güvenmiyor? yazımıza da bakabilirsiniz.

Yazıyı okuduktan sonra Filtre Kahve’ye merak saldığınızı hissediyoruz! Filtre Kahve Nasıl Yapılır? başlıklı yazımızı okuyabilirsiniz.

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

Hayal Kırıklığı Nedir?

Sonraki

Rastafaryanizm: Din Öğretisinden Modaya