Rastafaryanizm: Din Öğretisinden Modaya

Günümüzde özellikle son birkaç yıldır halk arasında oldukça popüler olan bir moda var: Rasta saç modeli. Gencinden olgununa, sanatçısından öğrencisine dek çoğu insanın kullandığı bu “rasta” nereden geliyor? Neden insanlar bu saç şekline bu kadar merak saldılar? Bu saç modeli aslında ‘’Rastafaryanizm’’ adı verilen bir dinin öğretisi olarak karşımıza çıkmakta.


Rastafaryanizm, Etiyopya’nın son imparatoru olan Haile Selassie‘yi, Tanrı’nın dünyadaki yansıması olarak gören dinin ve bu dine bağlı olarak ortaya çıkmış olan inanış ve düşünce biçimidir. Marcus Garvey de bu dinin peygamberi olarak görülür. Fakat ne Haile Selasi‘ye ne de Marcus Garvey kendilerini bu dinle ilişkilendirmişlerdir. Bob Marley‘in de mensuplarından biri olduğu bu dinin kurucusu ise Leonard Howell olarak bilinmektedir. Rasta’nın renkleri olan kırmızı, yeşil ve sarı Etiyopya bayrağını, siyah ise Afrika halkını temsil etmektedir. Sarı renk hazineleri, yeşil renk insanların yaşamış olduğu dünyayı, kırmızı ise birçok kültürde olduğu gibi halkın dökülen kanını temsil eder.


Rastlar, bu dinin öğretileri gereği etin yalnızca sınırlı türlerini yer, alkol kullanmaz ve marijuana otunu faydalı gördüklerinden sigara şeklinde sararak kullanırlar. Bir başka önemli inanışları da vücudun öldükten sonra toprağa mutlaka tek parça halinde girmesidir.

Rastalar saçlarını taramazlar ve kesmezler. Saçları belirli bir uzunluğa geldiğinde ise ‘’Dreadlock’’ adını verdikleri bir şekle sokarlar. Günümüzde Dreadlock şeklindeki saçlar trend haline gelmiştir ama çoğu Rastafari bu saçın stil olarak kullanılmasına karşıdır.


Bu konuda Rastafarilerin günümüzde kullanılmasına karşı olmalarını oldukça iyi anlayabilmekteyim. Çünkü Rastafaryen olmayan ve yalnızca şekli beğenildiği için, hatta belki de yalnızca modaya uymak uğruna bir dinin öğretisini uygulamak, onlar açısından etik olmasa gerek. Fakat geçmiş yazılarımda da bahsettiğim gibi günümüzde gerek dövme gerek piercing de ilk kullanım amaçlarından oldukça farklı, yalnızca modanın bir parçası haline gelen metalar halindeler.

Artık insanlar bir inançtan, bir gelenekten çok bir modaya uyma zorunluluğu hissettiğinden ya da tamamen beğenilerine uyduğundan bu uygulamalara hayatlarında yer veriyorlar. Belki yüzyıllar sonrasında hala yaşam olursa bizim saygıyla ve bağlılıkla inandığımız her şey bir ‘moda’dan öteye gidemeyecektir, kim bilir…

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

Kahvenin Tarihi, Psikolojik Yaklaşımı ve Etnik Olarak Tüketimi

Sonraki

GÖBEKLİTEPE SERÜVENİ -1