Frédéric Chopin: Şapkalarınızı çıkarın baylar, bir dahi geliyor

“Bach, Schumann, Beethoven ya da Liszt her biri bir şekilde yorumlanabilir. Böyle diyorum çünkü eserlerinin güzelliklerini biraz bozsanız da, anlamlarını saptıramazsınız. Ama sadece Chopin’e ihanet edilebilir, sadece onun eseri kökünden, özünden, bütünüyle çarpıtılabilir.”

André Gide, Chopin Üzerine Notlar

  Romantik dönemin en önemli enstrümanı piyanoydu. Frédéric Chopin ise dönemin en önemli klasik batı müziği bestecisi ve virtüöz piyanistlerinden biriydi. Birçok kişiye sorsanız, Chopin’in piyano başında doğaçlama yaptığını söyler. Chopin ise bestelerini tıpkı hayat gibi öngörülemez yapmaktadır. Yumuşak dokunuşlarıyla oluşturduğu ezgiler, beklenmedik duraksamalar insanın ruhuna dokunur. Aynı anda pek çok duyguyu içinizde yaşatır. Nabzınızı omurilik sarımsağınız bile kontrol edemez hale gelir. Aynı dönemin diğer önemli piyanisti Liszt’tir. Liszt’in tuşeleri daha serttir ve çoğunlukla hünerlerini sergileme yolunu seçer. Kendisine ulaşılmasına imkân tanır. Chopin ise dinleyiciden uzaklaşır, anlaşılmak istemez. Varoluşsal sebeplere bağlı kalmaz, elleri onu kalabalıklar arasındaki yalnızlığına kavuşturur.

Frédéric Chopin’in hayatı

  Polonya kilise vaftiz kayıtları FrédéricChopin’in doğum gününü 22 Şubat 1810 olduğunu söylerken, ailesi doğum gününü 1 Mart olarak belirtmiştir. Günümüzde halen 1 Mart olarak kabul görür. Babası Varşova Lisesi’nde Fransızca öğretmenidir. Annesi ise piyano eğitmenidir. Chopin ilk piyano derslerini annesinden almış olsa da ilk profesyonel müzik hocası Çek piyanist Wojciech Żywny’dir. Chopin henüz 7 yaşındayken konserler vermeye başlamıştır. Yine aynı yaşta G minör ve A flat majör olmak üzeri iki polonez bestelemiştir.

Frédéric Chopin

  Beethoven’ın öldüğü sene Joseph Elsner’in öğrencisi olarak Varşova’da dikkatleri üzerine çekmişti. Viyana’da kaldıktan sonra Temmuz Devrimi sırasında Paris’e gelir. Orada piyanist olarak ünlenir ve adı Avrupa’nın her tarafına yayılır. Besteciliği de orada gelişmiş ve yükselmiştir. 1837-1847 arasında Fransız yazar George Sand (Barones Dudevant) ile inişli çıkışlı bir ilişki yaşamıştır.

  Frédéric Chopin’in kırılgan ve zayıf bedeni 1849’da tüberküloza yenik düşmüştür. Kendi cenazesi için bestelediği Marche Funébre’dan vazgeçerek, Mozart’ın ölüm döşeğinde başka birisi için bestelediği -ki bu işi kıskançlığından çıldıran Antonio Salieri’nin getirdiği bilinmektedir.- ve bitiremeden öldüğü, cenaze marşı olan Requiem’in çalınmasını istemiştir. Chopin yine aynı yılın ekim ayında hayata gözlerini yummuştur.

Frédéric Chopin

  Bu erken vedanın ardından Schumann’ın şu sözleri Chopin’in klasik müzikteki yerini daha iyi anlamamıza neden oluyor.

Şapkalarınızı çıkarın baylar, bir dahi geliyor. Şair olmak için kocaman ciltler doldurmak gerekmez; bir iki şiirle bu unvana layık olabilirsin. Chopin de böyle şiirler yazmıştır”

Schumann

 Bkz. Chopin’in Noktürnleri

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse ROCK MÜZİK NASIL ORTAYA ÇIKTI? yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram takip edebilirsiniz

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

Kalıplaşmış Kötü Adamlar

Sonraki

Hıdırellez: Ortak Medeniyetlerde Filizlenip Dünya’ya Saçılan Kültür