Değerli okurlarımız; bu içerik, psikolojik açıdan rahatsız edici ögeler içerdiğinden 18 yaşından küçüklerin okumasını tavsiye etmemekteyiz.
Başlığı ilk gördüğünüzde ‘’Acaba bu bir sivil toplum kuruluşu mu?’’ ya da ‘’SCP’nin açılımı ne ola ki?’’ diye sorgulamış hatta konunun içeriği hakkında belki tahmin bile yürütememiş olabilirsiniz. Öncelikle SCP Vakfı’nın ne olduğundan biraz bahsetmek gerekirse; aslında bu, bünyesinde anormal sayılabilecek varlıkları, eşyaları, insanları ve yerleri içeren; aynı zamanda bu oluşumları saklayan, kontrol altına alan, insanlardan hatta insanları da onlardan koruyan kurgusal bir oluşum, diğer adıyla organizasyondur. SCP’nin açılımı secure, contain, protect yani elde et, kontrol altına al ve koru şeklinde çevrilebilir. Aslında korku severlerin sıklıkla karşılaştığı karakterleri de içerisinde barındıran SCP Vakfı, buna rağmen tam anlamıyla bilinmiyor. SCP Vakfı’nın koruma altına aldığı şeyler oldukça geniş bir alanı kapsıyor, öyle ki; bu, paranormal ya da garip davranışlar sergileyen doğaüstü bir varlık olabildiği gibi, bir çaydanlık ya da bir oda da olabilir.
SCPler kendi aralarında; Güvenli, Öklid, Keter, Thaumiel ve Nötralize edilenler olmak üzere toplamda 5 sınıfa ayrılıyor.
Güvenli sınıfındaki SCPler kolay ve güvenli bir şekilde muhafaza edilebilen şeylerdir. Nesne çok iyi şekilde araştırılmıştır ve vakıf artık nesneyi saklayabilmek için özel kaynaklara ihtiyaç duymaz. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki, bir nesnenin güvenli sınıfına atanmış olması onun artık tehdit oluşturmayacağı anlamına gelmez, aynı zamanda bu şey daha sonrasında sınıf değişimine de uğrayabilir.
Öklid sınıfındakiler, tam olarak anlaşılamadığı ve doğası gereği öngörülemediği için, saklamak daha fazla kaynak gerektirir ve tamamıyla güvenli değildir ancak en yaygın nesne sınıfıdır. Bu SCPlerin kendi kendine düşünerek hareket edebiliyor olması onları genellikle diğerlerinden ayıran esas özellikleridir.
Keter sınıfındakilerin güvenli bir şekilde saklanması son derece zor olmakla beraber, saklama prosedürleri de uzun ve karışıktır. Bunun sebebi, vakfın bu SCPleri saklayabilmek için yeterli bilgiye ve gerekli teknolojiye sahip olmamasıdır. Bir SCP’nin Keter sınıfına girmesi onun tehlikeli olduğunu göstermez, yalnızca saklanması çok zor ve maliyetlidir.
Thaumiel sınıfı, özellikle diğer SCPleri saklamak için kullanılır. Thaumiel sınıfı nesnelerin varlığı bile Vakfın en yüksek seviyelerinde gizlidir ve nesnelerin yerleri, işlevleri ve şu anki durumları çok az sayıda Vakıf personelince bilinmektedir.
Son sınıf olarak sayılan Nötralize sınıfı SCPler kasten veya kaza ile yok edilmiştır. Doğal olarak devre dışı kaldıkları için de anormal bir durum teşkil etmezler.
SCP Vakfı içerisinde adını sıklıkla duyacağınız bir diğer kavram da ‘’D Sınıfı Personel’’ olacaktır. Bu kişiler ölüm cezası verilmiş mahkumlardır ve Vakfın bünyesinde bulundurduğu yaratıkları, nesneleri ve diğer varlıkları test etmek için kullanılırlar.
Bir varlığın hangi sınıfa girdiğini anlamak için ona ‘’Kilitli Kutu Testi’’ uygulanır. Adından da anlaşıldığı üzere kilitli bir kutuya kapatılıp kendi haline bırakılan bir SCP’nin nasıl bir tepki verdiği onun yer alacağı sınıfı belirler. Örneğin; bu testin sonucunda kötü bir olay yaşanmamışsa bu, o nesnenin güvenli, eğer ne olacağından emin değilseniz Öklid, kutudan kolayca kaçabilen bir varlık ise Keter ve eğer SCP’nin test edildiği kutunun kendisi aslında test edilen şey ise Thaumiel sınıfına ait olduğunu gösterir.
Artık SCP Vakfı hakkında genel bilgiye sahipsiniz. Şimdi gelin biraz popüler SCPlerden ve onların özelliklerinden bahsedelim.
SCP-173
Kendisi Öklid sınıfında yer alır, hareket edebilir ve düşmanca bir yapıya sahiptir. SCP-173 öğesi her zaman kilitli bir konteyner içerisinde tutulur. Personelin, konteynerine girmesi gerektiğinde, en az 3 kişi girmeli ve kapı arkalarından kilitlenmelidir. Konteyner boşaltılana ve tekrar kilitlenene kadar iki kişi her zaman SCP-173 ile direkt göz kontağı kurmalıdır. Nesnenin boyun kırarak veya boğarak saldırdığı rapor edilmiştir. Personel, içeride kimsenin bulunmadığı zamanlarda konteynerden taş kazıma sesleri duyulduğunu rapor etmiştir. Bu yaratıktan 2 tanesinin kaçması durumunda, çok az sürede yarım milyondan fazla insanın öldürebileceği bildirilmiştir.
SCP-096
Öklid sınıfında yer alan, yaklaşık 2.38 metre uzunluğunda insansı bir yaratıktır. Kollar, varlığın vücudunun geri kalanıyla orantısız olarak yaklaşık 1,5 metre uzunluğundadır. SCP-096, her zaman 5x5x5 m hava geçirmez çelik bir küp hücrede saklanacaktır. Bu yaratğın hücresinde kesinlikle herhangi bir kamera veya optik cihaz bulunmayacaktır. Güvenlik personeli, SCP-096’nın hücrenin içinde bulunduğundan emin olmak için önceden kurulmuş basınç sensörleri ve lazer dedektörleri kullanacaktır. Bir kişi SCP-096’nın yüzünü, doğrudan video kaydı veya hatta bir fotoğraf aracılığıyla gördüğünde, şiddetli bir duygusal stres aşamasına girecektir. SCP-096 yüzünü elleriyle kapatacak, çığlık atmaya ve ağlamaya başlayacaktır. İlk görüldüğünden yaklaşık birkaç dakika sonra, SCP-096 yüzünü gören kişiye doğru koşmaya başlayacaktır.
SCP-049
Öklid sınıfında, 1.9 metre civarında ve ortaçağ veba doktoru görünümünü taşıyan insansı bir varlıktır. SCP-049 bu mesleğin göstergesi olan cübbe ve seramik bir maske giyiyor gibi gözükse de bu giysiler SCP-049’un vücudunun bir parçasıdır ve altındaki form neredeyse ayırt edilemez haldedir. SCP-049 çeşitli dillerde konuşma yeteneğine sahip olsa da İngilizce ve ortaçağ Fransızcasını tercih etmektedir. Kendisi standart güvenlikli insansı muhafaza hücresinde tutulmaktadır ve bir yerden diğer yere götürülmeden önce mutlaka uyuşturulmalıdır. SCP-049 genellikle vakıf personeline karşı samimi ve iş birliği içerisinde olsa da “Veba” olarak adlandırdığı şeyin varlığını hissettiğinde huzursuz veya direkt agresif hale gelmektedir. Bu gibi durumlardan personellerle SCP-049 asla temasta bulunmamalıdır. Çünkü tek bir dokunuşla organizmanın tüm yaşam fonksiyonlarını bitirmektedir. Ayrıca lavantanın bu varlığı sakinleştirdiği görülmüştür.
SCP-1471
“MalO ver1.0.0” isimli, 9.8MB büyüklüğünde, mobil cihaz marketlerinde bulunan ücretsiz bir uygulamadır. SCP-1471 yüklendikten sonra uygulama için hiçbir ikon veya kısayol oluşturulamaz ve bu aşamadan sonra her 3-6 saatte bir kişiye özgü fotoğraflar göndermeye başlayacaktır. Tüm resimlerde SCP-1471-A ya arkaplanda, ya da önplanda bulunur. Bu karakter, köpeksi bir kafatasına ve siyah saça sahip, büyük bir insansı figür şeklinde görünür. 90 saate kadar sürekli gönderilen fotoğraflar, şahsa oldukça yakın çekilmiş gerçek zamanlı fotoğraflar olmaya başlayacaktır. Devam eden bu fotoğraflara 90 saat ve üzeri maruz kalan bireyler SCP-1471-A’yı kendi bakış açılarında, yansıtıcı yüzeyler üzerinde veya her ikisinin birleşimi olan biçimlerde görmeye başlayacaktır. Şimdilik SCP-1471’in etkilerini tersine çevirmeye yönelik bilinen tek tedavi, yüklemeden sonraki ilk 90 saat içerisinde şahsın görsel olarak maruz kaldığı bu fotoğrafları kaldırmak.
- SCP-999
Güvenli sınıfında yer alan bu oluşum, fıstık ezmesine benzer bir kıvama sahip, yaklaşık 54 kg (120 lbs) ağırlığında, yarı saydam, turuncu renkte, büyük, şekil alabilen jelatinimsi bir kütledir. Nesnenin huyları en iyi neşeli ve köpek-benzeri olarak tanımlanır: SCP-999, yaklaşıldığında en yakın kişiye sürünerek ve üstüne sıçrayarak kişiye bir çift psödopodla sarılırken, kişinin yüzüne üçüncü bir psödopodla sokulurken yüksek perdeli bir ses ve mırıldanma sesleri çıkartır. SCP-999’un yüzeyi, etkileşim kurduğu kişi ile farklılık gösteren memnuniyet verici kokular yayar. Kaydedilen kokular arasında çikolata, yeni yıkanmış çamaşırlar, pastırma, gül ve Play-Doh™ bulunmaktadır. Ayrıca tüm hayvanları (özellikle insanları) sever, et yemeyi reddeder ve hatta başkalarını kurtarmak için kendi hayatını riske atar, bir durumda üstüne kurşun sıkılmış kişinin önüne atladığı görülmüştür. M&M’s™ ve Necco™ gofretleri favorisi olarak, yaratığın diyeti tamamen şeker ve tatlılardan oluşuyor.
SCPler hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz; SCP Vakfı