1 MAYIS EMEK VE DAYANIŞMA GÜNÜ

  1 Mayıs; sırf çocuğu okuyabilsin diye çalışanların günü, emekli olmasına rağmen geçinmek için çalışmak zorunda kalanların günü, sırf biraz daha para kazanmak için fazla mesai yapanların günü, üretimden gelen gücün, emekçinin günü.  Geçim derdi olmayan vergileri silinmiş patronların değil; alın teri döken emekçilerin günü. İşçinin dramı, patronunsa bayramı olan bu günü insanlar neden sokaklara dökülerek kutlamak istiyorlar, dertleri ne? Peki, nereden çıktı bu 1 Mayıs?  Gelin birlikte bakalım.

1 Mayıs’ın Ortaya Çıkışı

  İlk kez 1856 yılında günde 12 saat çalışan Avustralyalı taş ve inşaat işçileri günde 8 saat çalışmak için ayaklandılar. Bundan 30 yıl sonra Amerika’da sanayi üretimi hızla arttı. Binlerce işçi güvensiz koşullar altında 16 saat çalıştı, ücretleri de sürekli düşürüldü. Aralarında bu düzene isyan edenler kara listeye alınıp, işten kovuldu.  İnsanlar bu bozuk düzende çalışmaya devam ederken İşçi Sendikaları Federasyonu 1886 yılında çalışma süresinin günde 8 saate indirilmesi hususunda karar alır. Patronların bunu ciddiye almadığını gören kırk binden fazla işçi 1 Mayıs 1886’da yürüyüşe başlarlar ve haklarını günlerce ararlar. Haymarket alanında patlayan bombayla 7 polis ve çok sayıda protestocu ölür. Olayla bağlantısı kanıtlanamadığı halde 4 işçi idam edilir. Bundan iki yıl sonra ise 1 Mayıs; Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü ilan edilir.

1 mayıs

Türkiye’de 1 Mayıs

    1 Mayıs bizde ise ilk Osmanlı zamanında 1911 yılında Selanik’te, 1912’de ise İstanbul’da kutlanır.1923’te İşçi bayramı ilan edildiği halde 1925’te kitlesel bir şekilde olan kutlamalar yasaklanır. 1977 yılında ise yakın tarihimizin en büyük utançlarından biri yaşanır 500.000 işçinin hakkını aramak için katıldığı kutlamaların olaya dönüşmesi,  işçi gruplarının kendi aralarında olan gerginlikler ile başlar. 

DİSK genel başkanı konuşmasını yaptığı sırada meydana gelen 2 el silah sesinden sonra ortalık karışır. Herkes canını kurtarmaya çalışırken Sular İdaresi’nden, alan taranmaya başlar. Her yer kapalı olduğu için yüzlerce insan Kazancık Yokuşu’na doğru ilerler. Bu izdihamdan ezilen, kurşunlanan, panzerin altında kalan 34 kişi hayatını kaybeder. Çoğu insan da yaralanır. Bu yıl 44. Yılı olan katliamın katilleri bulunamadı. Tabii onlar da haklı olayla ilgili video, fotoğraf ve bir gün önceden otellere giriş yapan Amerikalıların kayıtları yok sonuçta.

      12 Eylül’le yasaklanan kutlamalar 30 yıl boyunca illegal olarak kutlanmaya devam etti. 2009 yılında ise 1 Mayıs resmi olarak kutlanmaya tekrar başlandı ve işçiler sembolik anlamı olan Taksim Meydanı’na geri döndü, isteklerini dile getirdi. Bu sadece üç yıl sürebildi ve 2013’te Taksim, yayalaştırma projesinden dolayı işçilere kapatıldı.

     İşçi sesini çıkarmaya, derdini anlatmaya çalışırken bu günü tatile çıkan, evinde rahatına bakan patronların kutladığı gerçeğini değiştiremiyoruz. Ancak hep daha fazlasını isteyen aç gözlü patronlar yüzünden iş güvenliği olmada çalışan işçiler için, haksız yere emekleri yok sayılıp işinden çıkarılanlar için, fazla mesai yapıp karşılığını alamayanlar için, 1 Mayıslar kutlandıktan sonra herkes dağılınca kutlamadan kalanları toplayan gerçek işçiler için,  emekçilerimizin bir günde olsa sesini duyabileceğimiz bu günü unutmayalım.      Çocuk ve kaçak işçiliğin bittiği, ,iş kazalarına kader diyip geçilmediği, kıdem tazminatlarının fonlara aktarılıp işverenin işçisini rahatlıkla kovamadığı, patronlar zengin olsun diye işçinin emeğini almadan çalışmadığı 1 Mayıslar dilerim. Tüm emekçilerin 1 Mayıs’ı kutlu olsun.

b Bu yazı ilginizi çektiyse Yakın Tarihimizin 1 Nisan’ı    yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram ve Twitter’dan takip edebilirsiniz

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

Arkadaşlarını Yiyerek Hayatta Kalan 16 Genç

Sonraki

(Türklere Yapılan Zulüm) Kanlı Noel