Sizlere ‘Acının sesini tanımlar mısın?’ denildiğinde neyi örnek verirdiniz ? Ben Kedi piyanosu derdim . Belki de insanoğlu ve kediler arasında başlayan ilk savaştır kedi piyanosu . Ben bunu müzik savaşı olarak adlandırıyorum .
Kedi Piyanosu Nedir?
Şimdi sizlere kedi piyanosundan bahsedeyim . Aslında enstrümanın çalınma şekli isminden de anlaşılıyor. 16 kedi çıkardıkları seslere göre kromatik olarak gruplandırılıyor ve tek tek sıralanıyorlar . Basılan her bir notada tuşlar hareket ediyorlar ve çivi , iğne türevi sivri uçlu şeyler kafeslerde tutulan kedilerin kuyruğunu delip geçiyor .
Kulakların her zerresinde duyulan bu sesler acını en derin ve sonsuz halidir. Enstrümana 1650 yılında Athanasius Kircher’ nin Musurgia Universalis adlı eserinde rastlanmıştır. Fakat her hangi bir fotoğrafı olmayışı insanların zihninde soru işareti oluşturmuştur.
Fransız yazar Jean-Baptiste Weckerlin tarafından ‘ Musiciana, nadir veya tuhaf icatların açıklamaları ‘ adlı eserinde enstrüman şu şekilde tasvir edilmiştir ‘’ Orgu çalan bir ayı tutuyordu; borular yerine, her biri vücudu kapalı on altı kedi kafası vardı; kuyruklar dışarı çıkıyordu ve bir piyanodaki teller olarak çalınacak şekilde tutulmuştu, klavyede bir tuşa basıldığında, karşılık gelen kuyruk sert bir şekilde çekilecek ve her seferinde acınacak bir miyav üretecekti .
Tarihçi Juan Christoval Calvete , kedilerin oktavdan bir dizi nota çıkarmak için düzgün bir şekilde düzenlendiğini kaydetti … Bu iğrenç orkestra, maymunların, kurtların, geyiklerin ve diğer hayvanların bu cehennem müziğinin sesleriyle dans ettiği bir tiyatronun içine yerleşti.’’ Alman doktor Johann Christian Reil dikkatlerini odaklama yetenekleri olmayan hastalarını iyileştirmek için bu enstrümanı kullana bileceğini tanımladı . Reil enstrümanın hastaların dikkati çekebileceğini ve tedavi edebileceğini düşünmüştü. 2009 yılında The People Republic of Animation tarafından yayınlanan The Cat Piano adlı bu kısa filmde yıllar önce kedilere yapılan bu eziyetten bahsedilmektedir.
Bu mekanik şeytani piyano hayvanlara yapılan zulümlerin geçmişe dayandığının en büyük kanıtıdır. Şiddete eğilimli olan insanoğlu kontrol edemediği duygularını kendi türüne ve hatta başka canlılara da zarar vererek göstermektedir. İnsanların işlediği suçlar parayla caydırılmaya çalışılsa da ki bu da verilen hasarı önleyememekte iken hala hayvanlara karşı şiddete çözüm bulunamadı . Evimize aldığımız hayvanlardansa öncelikle kendimizi eğitmeliyiz…
Bu yazı ilginizi çektiyse Otoriteye İtaat Deneyi (1961) yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram ve Twitter’dan takip edebilirsiniz
YAĞMUR ECEM HARPUTLU 
