Romanesk mimari, yarı dairesel kemerler ile karakterize edilen ortaçağ Avrupa‘sının mimari tarzıdır. Romanesk tarzın başlangıç tarihi için bir fikir birliği yoktur, teklifler 6. ila 11. yüzyıl arasında değişmektedir, bu sonraki tarih en yaygın olanıdır.
Gotik mimari Orta Çağ’ın ortalarından sonuna kadarki süreçte yaygın olarak uygulanmış bir mimari stilidir. Romanesk mimarinin gelişmesiyle ortaya çıkmış, zamanla yerini Rönesans mimarisine bırakmıştır. Alametifarikaları arasında kaburgalı tonozlar, sivri kemerler ve uçan payandalar bulunur. Gotik ismi sonradan bizler tarafından verilmiştir.
Washington Ulusal Katedrali, resmi adıyla Aziz Peter ve Aziz Pavlus Katedral Kilisesi, Washington’da kurulu Episkopal Kilise’ye bağlı bir Hristiyan tapınağı. Neogotik üslupta inşa edilen bina, dünyadaki altıncı, ABD’deki ikinci büyük katedraldir.
Romanesk Mimari ve Gotik Mimarinin Karşılaştırılması
Romanesk Mimari ile Gotik Mimari sanatlarını dokuz adımda karşılaştıracak olursak;
- Romanesk mimari daha çok yeryüzü kilisesidir.
- Gotik mimari ise gökseldir.
- Romanesk mimari geniş bir alanı kaplarlar ancak yükseklikte iddialı değildir (Yatay).
- Gotik mimari yapılarını yüksek ve uzunlamasına yapılardır. (Dikey)
- Romanesk mimari yapıları kalın duvarlara sahiptir, üst örtü payandalar ve duvarlar ile desteklenir.
- Gotik mimari yapılarında ise durum değişerek ince duvarlara sahiptir, üst örtü ve duvarlar uçan payandalarla zarif bir şekilde desteklenir.
- Romanesk mimaride duvarlara payandalar yaslandığı için aşağı kısımlarda pencere bulunmaz. Pencereler genelde yüksek kısımlarda, küçük boyutta fakat çok sayıdadır.
- Gotik mimaride ise duvarlarda uçan payandalar olduğu için dikey, ince pencerelerle içeri çok fazla ışık girmesi sağlanır. Uçan payandalar ışığı engellemez.
- Romanesk yapılarda loş ışık olduğu için kasvetli bir hava vardır.
- Gotik yapılarında pencereler vitraylı ve çok ışık girdiği için manevi olarak insana huzur verir.
- Romanesk mimari sanatında içeride ince işlemeler ve süslemeler bulunur. Genelde bunlar soyut figürlerdir ve bakınca çok şey anlamazsınız. Dış cephe süslemeleri ise yok denecek kadar azdır. Dış duvarlar genellikle düzdür.
- Gotik mimari sanatına geldiğimizde, iç ve dış süslemeler çok ince bir işçilik ürünüdür. Daha somut, hikayeler anlatan figürler kullanılır. Öylesine fazla oyma ve kabartma bulunur ki neredeyse İncil’de anlatılan tüm hikayeler kilisenin iç ve dış duvarlarında bu süslemeler sayesinde betimlenmiştir.
- Romanesk yapılarda kemerler yuvarlak biçimlidir. Aynı uygulama pencere ve kapı çerçevelerinde de görülür. Gotik yapılarda ise sivri kemerler kullanılır.
- Gotik yapıların en büyük yeniliklerinden biri de kaburgalı tonozlar. Bir kilise ya da katedralin yalnızca giriş kapısına bakarak bile Gotik mi Romanesk mi olduğunu anlayabiliriz.
- Romanesk yapıların kulelerinin yükseklikleri fazla değildir.
- Gotik yapılarda ise kuleler çok yüksektir. Adeta göğe ulaşmaya çalışıyormuşçasına uzun kuleler göze çarpar.
- Son olarak ise Romanesk mimari sanatı sadedir.
- Gotik mimari sanatı ise oldukça gösterişlidir.
Peki, sizin tercihiniz hangi mimari?
