Günümüzde özellikle gençlerde yaygınlaşmakta olan bu hastalığa adını veren ve Fransızca kökenli olan “anksiyete” kelimesi: sıkıntı, endişe, sebepsiz korku anlamlarına gelmektedir. Psikolojik bir terim olarak anksiyete, insanın dış etkenlere karşı hissettiği kaygı durumu, kendini koruma içgüdüsüdür. Anksiyetenin herkeste bir miktar bulunması şarttır ve kişinin yaşamı için gereklidir. Anksiyetesi normalden yüksek kişilerde ise anksiyete bozukluğu denen bu psikolojik rahatsızlık baş gösterir. Anksiyete bozukluğu kendi içerisinde çeşitlendirilir. Bunlar: genelleştirilmiş anksiyete bozukluğu, panik atak, sosyal anksiyete bozukluğu, spesifik fobiler, agorafobi, ayrılık kaygısı, seçici dilsizlik. Bu yazıda anksiyete bozukluğunu genel hatlarıyla açıklamaya çalışacağız.
Psikolojik Sorun Anksiyete Belirtileri
Yapılan araştırmalarda bu hastalığa sahip insanlarda ortak görülebilen özelliklerden bazıları şöyledir: herkesi memnun etmeye çalışmak, aşırı alkol ve kafein tüketimi, her şeye hakim olma zorunluluğu hissi, ağız kuruluğu, çok az ve düzensiz uyku, çocuklukta yaşanan travmalar, odaklanmada zorluk, sürekli huzursuzluk hissi içinde olmak, aşırı endişe ve kaygı içerisinde bulunmak. Böyle belirtiler kişinin ruhsal sağlığını tehlikeye atar.
Anksiyete bozukluğu, kişiyi psikolojik olarak yorduğu gibi kişide başka hastalıklara da neden olabilir. Çocuklukta başlayan anksiyete bozukluğu bireyde özgüven düşüklüğüne sebep olur. Anksiyete bozukluğu bulunan insanların birçoğunda panik atak hastalığı gelişir.
Yapılan araştırmalarda insanların %28’inin hayatı boyunca belirli dönemlerde anksiyete bozukluğuna sahip olduğu açıklanmıştır. Anksiyete bozukluğunun en tehlikeli olduğu dönem 10-25 yaş aralığıdır fakat anksiyete bozukluğunun en sık rastlandığı dönem 30’lu yaşlardır. Erkeklere kıyasla kadınlarda 2 kat daha fazla rastlanan bu psikolojik rahatsızlık ,zengin kişilere kıyasla yoksul kişilerde daha çok görülmektedir.
Eğer çevrenizde anksiyete bozukluğuna sahip bir birey varsa ona “ neden böylesin, biraz keyiflen, senden çok daha kötüleri var” demek yerine karşılıksız bir destek ve güven ortamı oluşturun. Bu bozukluğun onların seçimi olmadığını unutmayın ve kişiye hasta gözüyle bakmayın. Bireye ne kadar destek verirseniz verin, profesyonel bir yardım almasının yerini tutmaz.Bu yüzden profesyonel yardım almasına yardımcı olun. Her psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi bu rahatsızlığın da iyileşme süreci uzun ve sancılıdır, kişiyi sürekli gelişme göstermelisin diyerek sıkboğaz etmeyin ve sabırla bekleyin.
Anksiyete bozukluğunun en etkili tedavisi ise psikolojik yardım almak ve ilaç kullanmaktır. Anksiyete bozukluğuna yakalanmamak ve yakalandıysak kurtulmak için önerilen yöntemlerden bazıları : egzersiz yapmak, meditasyon, düzenli ve yeterli uyku, kafein ve alkol tüketimi çok ise azaltılması, dengeli ve sağlıklı beslenme, anksiyeteye sahip olan durum ve olaylardan kaçınmak şeklinde sıralanabilir.
Bu yazı ilginizi çektiyse Öfkelendiğimizde Ne Olur ? yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram ve Twitter’dan takip edebilirsiniz.