Eldridge gemisi

PHILADELPHIA DENEYİ

Philadelphia Deneyi; 1930’lu yıllarda Amerikan hükümeti, bilim adamlarından gemilerin radarda görünmemesini sağlayacak bir yöntem geliştirmelerini istedi. Bu isteğin üzerine Nikola Tesla başkanlığında bir grup bilim adamı çalışmalara başladı. Yaklaşık 10 yıl süren çabaların sonucu proje, deneme aşamasına geldi.

Amerikan donanmasında bulunan DE 173 sınıfı, 1240 tonluk USS Eldridge adlı gemi kullanıldı. Gemi; jeneratör, verici, güç yükseltici, modülasyon devresi gibi elektromanyetik alan oluşturmaya yardımcı olacak tonlarca araç gereçle donatıldı.

Eldridge gemisi
Philadelpia Deneyinde kullanılan USS Eldridge gemisi

Philadelphia Deneyi başlatıldıktan sonra

22 Temmuz 1943’te 09:00’da elektromanyetik alan jeneratörleri çalıştırıldı. Eldridge
gemisinin etrafını yeşil bir duman kapladı, bu duman sebebiyle gemiyi görmek güç bir hâle
geldi. Duman çekildiğinde deneyin başarılı olduğu anlaşıldı. Fakat şöyle bir şey vardı: gemi
sadece radarlardan değil, mürettebat ile beraber gözden kaybolmuştu. 15 dakika sonra
şalterlerin indirilmesi emredildi. Yeşil duman tekrar belirdi. Duman çekilirken Eldridge gemisi
yavaş yavaş materyalize oldu. Fakat bir terslik vardı. Gemiye iletilen telsiz mesajlarına yanıt
gelmiyordu. Gemiye çıkıldığında mürettebat hiç iyi bir durumda değildi. Birçoğu sinir krizleri
içinde çırpınıyordu. En iyi durumda olanlar ise hafızasını kaybetmişti. Donanma, tüm
personelleri emekliliğe sevk ederek gemiye yeni personeller atadı. Bilim adamlarına ise
sadece radar görünmezliği istediklerini, optik görünmezliğe gerek olmadığını bildirdi.

İlk deneyden yaklaşık 3 ay sonra, 28 Ekim 1943’te Eldridge üzerinde ikinci deney
gerçekleştirildi. Elektromanyetik jeneratörler yeniden çalıştırıldı ve gemi bir kez daha
tamamen görünmez oldu. Sadece gövdesinin ana hatları seçilebiliyordu. Ansızın gözleri kör
edebilecek kadar güçlü mavi bir ışık patlaması meydana geldi ve gemi tamamen kayboldu.

temsili Philadelphia Deneyi

Birkaç saniye sonra ise 600 km ötede, Norfolk açıklarında yeniden maddeleşti. Norfolk’ta
birkaç dakika görünür durumda kaldıktan sonra tekrar görünmez oldu ve Philadelphia deniz
üssü açıklarında yeniden belirdi. Mürettebatın tamamı çok ciddi bir şekilde rahatsızlandı. Bir
kısmı ise ortadan kayboldu ve hiçbir zaman bulunamadı. Bu olayın en korkunç bölümü ise
beş denizcinin geminin eriyen ve sonra katılaşan metal levhalarının içinde kalmalarıydı. Beş
denizci arasından birisi kurtuldu fakat eski hâline dönemedi. Deney sonrasında sağ kalanlar,
akıl sağlıklarını kaybettikleri gerekçesiyle ordudan uzaklaştırıldı.

Deneye ticari bir gemi olan Andrew Furuseth gemisinin mürettebatı da tanıklık etti. Gemide
görev yapan Carlos Allende, 1957’de UFO araştırmacısı olan Morris Jessup’a mektup
yazarak 14 yıl önce yapılan Philadelphia Deneyi’nden bahsetti. Jessup, Allende’ye
gönderdiği cevapta daha fazla ayrıntı ve varsa olayın gerçekliği ile ilgili kanıtlar istedi.
Allende’in cevabı aylar sonra geldi fakat gelen mektupta Carl M. Allen’in imzası vardı. Allen;
kanıtı olmadığını, hipnoz seansına katılabileceğini ya da pentotal (bilinci uyuşturarak
doğruyu söyleten ilaç) alarak gördüklerini anlatabileceğini savunuyordu. Jessup bu
mektuptan sonra yazışmamaya karar verdi. Bu olaydan 2 yıl sonra, 20 Nisan 1959’da Morris
Jessup kendi aracında ölü bulundu. Polis raporlarına göre, egzoz gazıyla intihar etmişti.
Carlos Allende ise bir daha ortalıkta görünmedi ve bu konu kapandı.

Biraz geriye dönelim ve ayrıntıları inceleyelim; 1933 yılında Roosevelt, ABD başkanı
olduktan hemen sonra eski dostu Nikola Tesla’yı Washington’a davet etti ve devlet adına
bazı projeleri yürütüp yürütemeyeceğini sordu. “Gökkuşağı Projesi” ise başkanın bahsettiğiprojeler arasındaydı. Tesla başkanın isteğini kabul etti ve “Gökkuşağı Projesi” üzerinde
çalışmaya başladı.

Tesla bu proje üzerindeki çalışmalarıyla önemli başarılar kaydetti. 1936’da insansız bir
gemiyi gözden kaybedip tekrar geri getirmeyi başarmıştı. Yetkililer bu deneyin insansız
yapılmasını istedi fakat Tesla, bu deneyin insanlara zarar vereceğini söyledi. Yetkililer ısrar
edince Tesla ile aralarında görüş ayrılıkları başladı ve Tesla projeden ayrıldı.

Tesla’nın projeden ayrılmasıyla projeye Dr. John Von Neumann atandı. Neumann’ın amacı
Almanlara bir an önce ezici üstünlük sağlamaktı ve bu üstünlüğün gemilerin radarlara
görünmemesi ile mümkün olabileceğini düşünüyordu. Bu sebeple projeye çok önem verdi.

Amerikan hükümeti için çalışan bilim adamları arasında Albert Einstein da vardı.
Philadelphia Deneyi’ne en büyük katkılardan birini Einstein’in “Birleşik Alan Teorisi” sağladı,
deneyi başarıya ulaştıran faktör oldu.

ABD hükümeti böyle bir deney yapıldığını ve böyle bir projenin yürütüldüğünü hiçbir zaman
kabul etmedi. Donanmaya göre Eldridge gemisi; bahsedilen tarihlerde Philadelphia’da değil
Bermuda Şeytan Üçgeni’nde eğitim amaçlı olarak bulunuyordu. Eldridge, daha sonra
Yunanistan’a satıldı ve 90’lı yıllara kadar “Leon” adıyla hizmette kaldı.

ABD hükümeti, konusunu bu deneyden alan “The Philadelphia Experiment” adlı İngiliz
yapımı filmin ABD sınırları içerisinde gösterilmemesi için EMI firmasına bir mektup gönderdi.
EMI ise bunun için hükümetin mahkeme kararı alması gerektiğini iletti. Kararı çıkarmak tabii
ki zor olmadı fakat EMI karşı bir karar çıkararak filmi “Video kulüplerde kiralanabilir.”
kategorisine sokmayı başardı.

"The Philadelphia Experiment"
“The Philadelphia Experiment

Philadelphia deneyi ise reddedilen iddialarla birlikte tarihin en büyük sırlarından biri olarak
kaldı

Bu yazı ilginizi çektiyse ZEİGARNİK ETKİSİ: YARIM KALMIŞLIKLARIN HİKAYESİ yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram ve Twitter’dan takip edebilirsiniz.

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

Geciken Adalet'in Gerçek Hikayesi

Sonraki

Küresel Isınma : Geri Dönüşü olmayacak noktadayız