“Büyük Savaş’ı” bitiren ve her biri imza eden devlet için ağır şartlar içeren barış anlaşmalarından yalnızca Osmanlı Devleti ile imzalanan Sevr Antlaşması, Mustafa Kemal’in komutasında birleşen Türk yurtseverlerinin şiddetli ve güçlüklerle kazanılan türlü mücadeleler sonunda uygulanamadan rafa kaldırılmış; Mudanya Mütarekesinde tarafsız bir ülkede barış görüşmelerinin (Müttefiklerin muhatabı artık Osmanlı Hükümeti değil Büyük Millet Meclisi olarak) yeniden yapılma kararı alınmıştı.
Buna binaen İsviçre’nin Lozan şehrinde barış konferansı toplanmış, taraf olan hükümetler, ulusal çıkarlarını korumak adına artık nispeten adil olmakla birlikte daha çetin bir diplomasi kavgasına tutuşmuşlardı. Görüşmeler ağır ilerliyordu. Müttefikler Sevr’deki tutumunu değiştirmemişti. Türk delegasyonu ise toprak bütünlüğü, ekonomik bağımsızlık, iç ve dış işlerde kesin serbestlik-karşılıklılık gibi doğal ve zaruri haklarını garanti altına almayı hedefliyordu.
Sovyetler dönemin politik şartları gereği uluslararası arenada meşrutiyet kazanmaya çalışırken bir taraftan da özellikle Boğazlar meselesi üzerinde dikkatle duruyordu. Bunun nedeni basitçe Karadeniz’de kendi güvenliğini sağlama almaktı. Bilinen nedenlerle tıkandığı için bir kriz halinde oturumlarına ara verilen Lozan Konferansı aylar sonra yeniden toplanmaya başladığında Sovyet delegasyonunun başına Leh asıllı Roma büyükelçisi Vatslav Vatslavoviç Vorovsky getirilmişti ancak Vorovsky’nin konferansa katılmasına evrak sorunları bahane edilerek izin verilmemişti. Bunun asıl nedeniyse Sovyet heyetinin Boğazlar konusundaki tavizsiz tutumuydu.
Vorovsky, gelişini müteakip İsviçre faşistleri tarafından ziyaret edilmek istemiş, kabul edilmeyen bu grup Vorovsky’nin ülkelerini gerekirse zorla derhal terk etmesini istediklerini beyan etmişti. Vorovsky günlüğünde ve raporlarında İsviçre yönetimi ve polisinin bu duruma yaklaşımını eleştirmişti. Gerek konferans sekreterliğine, gerek İsviçre hükümeti ve emniyeti nezdinde yapılan temaslar sonuç vermemiş ve 10 Mayıs 1923 akşamı, Lozan’a gelişinin üzerinden iki hafta geçmemişken kaldığı otelin restoranında Maurice Conradi adlı bir kişi tarafından iki el ateş edilerek öldürülmüştür.
Siyasal Suikast
O güne dek İsviçre tarihinde ilk kez bir siyasal suikast işlenmişti. Katil, suikastten sonra kaçmamış (Vorovsky ile birlikte heyette görevli iki arkadaşı daha vurulmuş ancak bu kişiler yaralı kurtulmuşlardı) restoranda bulunan kişilerden polis çağırmalarını, teslim olacağını söylemiş ve Vorovsky’nin ölümünün kesin anlaşılması için kontrol ettirip üzerine keyif sigarası yakmıştı. Teslim olduğunda ailesinin Kızıl Teröre kurban gittiğini, varını yoğunu kaybedip iç savaştan sonra İsviçre’ye sığındığını ve ondan önce de Çiçerin’i (dönemin Sovyet Dışişleri Komiseri) öldürme gayesinde olduğunu itiraf etmişti.
Büyük Temizlik
Bu olaya Sovyet tarafının tezi, katil aynı zamanda Faşist bir örgüt üyesi olduğu için ideolojik nedenlerle öldürülmüş olduğu üzerineydi. İsviçre Hükümeti bunu kesinlikle reddetti ve daha sonra, Vorovsky’nin öldürülme emrinin Stalin tarafından verildiği iddiası da ortaya çıktı. (Nitekim o akşam masada yaralı kurtulan diğer bir delege Ahrens ‘Büyük Temizlik’ kurbanı olacaktı.)
İdeolojik çemberler, intikam duyguları tarafından kurban edilen Vorovsky, çevresindekiler tarafından sevilip sayılan gerçek bir entelektüeldi. Dahili veya bilgi sahibi olmadığı olaylar nedeniyle vurulmuştu.
Bahtiyar Tekin