İslam Sanatı’nın İlk Nirvanası: Kubbet’üs Sahra

Kubbet’üs Sahra, Emevi Devleti Halifesi Abdul-Melik tarafından 691-692 yılları arasında, Hacer-i Muallak(Kutsal Kaya)’ın bulunduğu yerde inşaa ettirilmiştir. Kudüs’ün hemen kuzeydoğusunda bulunmaktadır.

Kubbet’üs Sahra Planı:

Sekizgen yani rotond bir plana sahip olan yapının sekizgen olmasının amacı siyasi çekişmelerden ötürü yeni bir Hac yeri olarak yapılmasından kaynaklıdır. Dıştan sekizgen olan planın 4 giriş açıklığı bulunmaktadır. Güney giriş açıklığı revaklıdır ve güney cephenin doğu kanadında bir mihrap nişi bulunmaktadır. Mihrap nişinin bulunması ise burasının bir ibadet mekanı olabileceği şüphesini uyandırmaktadır. Bab er-Rahmet(kuzey), Bab el-Cibril(batı), Bab el-Kıble(güney) ve Bab es-Silsile(doğu) kapılarının isimleridir. Yapı 2 sahınlıdır. Kubbeyi destekleyen 4 ayak ve aralarında 3 adet olmak üzere 12 sütun bulunmaktadır. Kubbe’nin sahınına geçişi 8 ayak ve aralarında 2’li bulunan sütunlar sağlamaktadır. Dört ayağın her biri, birinci galerideki ayakların ortasına düşmektedir. Böylece ritmik bir düzen, bariz bir değişiklikle sağlanmaktadır. Sahınların örtü unsuru tonoz, Kutsal Kaya’nın bulunduğu mekanın örtü unsuru ise kubbedir.

Sanat Harikasının Süsleme Özellikleri:

Emevi Sanatı’nın bir özelliği olan figüratif olarak insan ve hayvan sembollerini yapı süslemelerinde kullanmaktır fakat bu özelliğini yalnızca sivil mimarilerinde görmekteyiz. Dini mimarilerinde ise genellikle bir diğer dönem özelliği olan S-C kıvrımlarından oluşan bitkisel motifler ile birlikte vazolar, üzüm salkımları, inci dizeleri, asma yaprakları dikkatimizi çekmektedir. Renk kullanımı ise genellikle altın sarısı, yeşil, kahverengi, koyu mavi ve koyu kırmızıdır.

Restorasyon Evreleri:

Kudüs, Haçlıların eline geçtiğinde Kilise’ye dönüştürülen Kubbet’üs Sahra, Selahaddin Eyyübi’nin Kudüs’ü fethettikten sonra tekrar eski haline geri dönüştürüldü.

En büyük restorasyon evresi Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1561-1562 yılları arasında, aralarında Mimar Sinan’ında bulunduğu bir ekip ile gerçekleşmiştir ve günümüzdeki görüntüsünü bu restorasyonda almıştır. Altından yapılan kubbe, çini-mozaik dış cephe ve ilk yapılışındaki süslemelerin yenilenmesi ile restorasyon tamamlanmıştır.

Kubbet’üs Sahra ve Dış Cephe Süslemesi:

Yapının tüm giriş açıklıklarındaki dışa taşıntılı beşik tonuz bulunmaktadır. Yalnızca güney cephede revak sistemi bulunmaktadır. Sütunu sonlandıran pencere açıklıkları, pencere açıklıklarını sonlandıran ise kubbenin kasnağı bulunmaktadır. Cephenin sütun boyunda sınırlandırılmış tüm bölümleri ve sütunlar mermerdir, süslemeleri ise oymadır. Pencere açıklığı kısımları Klasik Dönem Osmanlı, İznik çinilerinden, kasnak kısmında da aynı çiniler devam etmiştir ve bir kufi yazı kuşağı bulunmaktadır.

Total
7
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

Türkiye'nin Değişmeyen Gündemi: Seçim!

Sonraki

Berat Albayrak ve Yeni Türk Ekonomisi!