İçinde bulunduğumuz Dünya’da 7 milyardan fazla insan yaşamakta ve bu harika güzelliğin içinde yaşayanlar da sadece bizler değiliz tabii ki. Orman,hava,kara,deniz gibi bizlerin de hayatında büyük önemi olan habitatlarda yaşayan, belki de türünü bile henüz keşfetmediğimiz nice canlılar Dünyamızda yaşamını sürdürüyor. Çevre kirliliği tüm canlıları etkiliyor.
Bazen yürüken daraldığınızı, nefes alamadığınızı belki de hissediyorsunuzdur. Artan nüfus ile birlikte, kirlenen çevreye bağlı olarak bazı şehirlerde nefes almak, belki de sokaklarda yürüyememek yine biz insanların yaptığı eylemlerin sonucu olarak karşımıza çıkmakta ve kirlettiğimiz alanlar havayla sınırlansaydı diyor insan. Diyor ama neden hala kirletmeye devam ediyor bu insan denen canlı ? Onun diğerlerinden üstünlüğü ne ? İnsan sadece yok etmeye, tüketmeye mi geldi bu dünyaya ? Yasak olduğu halde avladığımız hayvanlar, bina yapmak için kestiğimiz hektar hektar ormanlar, atıklarını suya döktüğümüz fabrikalar ve daha niceleri…
Çevre Kirliliğine Etkilerimiz
Elimizdeki ambalajı çöp kutu veya konteyneri bulana kadar taşımak, sigara izmaritilerini yere atmamak pek de zor değil aslında. Dünyayı saran korona virüs belası ile kullanmaya başladığımız maskeleri yere atmaya başlamamız ile birlikte neler oluyor biliyor muyuz ? ”Sözde” medeni olan biz insanların nedendir bilinmez yaptığı bu eylem, -tahmin etmesi zor değil- hayvanların ölümüne neden açıyor. Atılan maskeleri yemeye çalışarak hayatını kaybeden hayvanlar mı dersiniz yoksa okyanuslarda bulunan onlarca hatta yüzlerce ton maskenin yaşayan canlıları etkilemesi mi dersiniz bilmiyorum fakat içinde bulunduğumuz durum içler acısı. Ek olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın resmi gazetede yayımladığı tebliğ ile çevreye verilen zararlarda para cezasının arttırıldığına da söylemeden geçmeyelim.
Türkiye’den 3 ilin ”Avrupa’nın havası en kirli 15 şehir” listesinde olduğunu biliyor musunuz ? Çok değil, geçen sene yapılan bir araştırma ile 106 ülkeden Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi, havası en kirli başkent olmuş. Büyük şehirlerde araçlardan çıkan egzozlardan, bacalarına filtre taktırmayan fabrikalardan ve içilen sigaralardan çıkan dumanlardan dünyamız ve biz alıyoruz nasibimizi. Bunun yanında havaya karışan zararlı maddeler ile göz hastalığı olan AMD ve solunum hastalığı riskinin artması yapılan açıklamalardan. Kırsal kesimlerde yaşayan insanlar daha az etkileniyor haliyle.
Deniz ve Karalarda Kirlilik
Biraz bahsetmiştik ama deniz ve kara kirliliğinden biraz daha bahsedelim: Ülkemizde gemi atıklarının yönetimi yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından daha sıkı bir şekilde yürütülmekte ve hava ve denizi kirleten gemilere ise verilen yüklü miktardaki para cezaları da belki de iyi haberlerden. Karadan gelen atıklar da denizlerin kirlenmesinde önemli bir faktör oynuyor.
Atmosferde bulunan oksijen denizin içine yavaş bir şekilde çözünüyor ve ulaşan güneş ışığıyla fitoplanktonlar yaptığı fotosentez ile denizlere oksijen sağlıyor ama dökülen atıklar ve belki de istemeyerek de olsa gerçekleşen gemi kazalarıyla kirlenen su yüzeyi, güneş ışığının ulaşamamasıyla ve su ısısının değişmesiyle su altındaki dostlarımıza deniz altını zindan ediyor. Toprak kirliliğine baktığımızda ise attığımız doğal olmayan petrol atıkları, doğada hemen kaybolmayan maddeler kirliliğin nedenleri arasında. Aynı zamanda yer altı sularını kirletirken, toprağın verimliliğini düşüreceğinden tarıma etkisi büyük olabilmekte ve erozyon oluşumları da bazen kaçınılmaz olabiliyor. Ek olarak radyo aktif atıklar, hava kirliliği ile oluşan asit yağmurları, hastane, işyeri gibi alanların bilinçsizce çevreye bağışladığı atıklar da diğer faktörler arasında.
Yukarıda sayılan her şey biz insanların sorunu ve daha saymadığımız yüzlerce örnek, bir sürü de yapılan araştırma var. Bu sorunu halletmek de yine bizlerin elinde. Çözüm ise çok basit. ”Yapmamak” Evet yapmamak. Peki çözüm bu kadar basitken, bu boşa harcama, çevreye verilen zarar neden ey insanoğlu ?
bu yazı ilginizi çektiyse Bhopal Felaketi! (1984) yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram ve Twitter’dan takip edebilirsiniz
