Mezarı’nın Açılmasıyla Savaş Getiren Türk Hükümdarı

Orta Asya’da göçebe olarak yaşayan, Türkleşmiş Moğollardan oluşan Barlas
Kabilesi’nin reisi Turagay’ın oğlu olarak, 1336 yılında Şehr-i Sebz’e bağlı Hoca Ilgar
köyünde dünyaya geldi. Elinde kanlı bir pıhtı ile doğmasından ötürü o dönem bölge halkı
arasında çok savaşacağı ve kan akıtacağı söylemleri başladı. Nitekim öyle de olacaktı. Diğer Moğol kabilelerince ve parçalanmış Cengiz İmparatorluğunun devamı olan devletler tarafından bilinen itibarlı bir reisin oğlu olarak çocukluğunda iyi bir askeri, ilmi ve tasavvufi eğitim almıştır.

Savaş Dehası Dünya Sahnesine Hazırlanıyor

Timur’un aldığı eğitimi birçok kabile reisinin ve hanlık
mensuplarının çocukları alsa da Timur’u öne çıkaran özelliği taktik dehası oluşu ve stratejik
planlarını uygulamasıydı.

Savaş
Mural of Tamerlane, also known as Amir Timur or Timur the Great, at Tamerlane Museum,Uzbekistan.


Timur’un doğumundan 3 sene önce Çağatay Hanlığı Tarmaşirin Han vesilesi ile İslam
dinine geçiş yapmıştı. Lakin bu durum ilerleyen yıllarda Timur’un işini bir hayli
zorlaştıracaktı. Çünkü hem kan kardeşi olan Türkler ile hem de aynı dine inandığı
Müslümanlar ile savaşacaktı.

Timur’un amacı parçalanmış Cengiz İmparatorluğunu tekrardan birleştirmekti ama
büyük bir problem vardı, kendisi Cengiz Han’ın soyundan gelmiyordu. Hatta bu yüzden de
Han yerine Emir ünvanını aldı.

Çağatay Hanlığı yavaş yavaş parçalara ayrılırken Hanlığa bağlılığını bildiren Emir
Timur’a, Keş ve civarı verildi. 24 yaşında doğduğu, büyüdüğü toprakların lideri olmuştu ve
kendi ittifak arayışı başlamıştı, bölgesindeki en güçlü ve soylu yönetici olan Emir Hüseyin’in
yanına giderek ittifak kurdu ve kız kardeşi ile evlenerek ittifaklarını kuvvetlendirdi.


Boy beylerinin ayaklanması ile bazı tayinler yapan Çağatay Hanlığı bir nevi bu
tayinler ile kendi ayağına sıktı. Emir Timurun, Maveraünnehr yönetimine gelen İlyas Hoca
Oğlan’ın hizmetine tayin edilmesi ile baş kaldıran Emir Timur ile ittifakı Emir Hüseyin kanun
kaçağı ilan edildiler ve kısa bir süre kervanlara barbarlık yapıp yaşamak zorunda kaldılar.
Horasan’a kaçarlarken Türkmenler tarafından yakalandılar, 2 ay hapis edildikten sonra


Sistan hakimi Fahrenddin’in yardım çağrısı üzerine Sistan’a gittiler fakat hakimin sözlerine
itibar etmedikleri için Sistanlılar ile ufak çaplı bir savaşa girdiler, bu savaşta ayağına aldığı bir
darbe ile yaralandı ve aksak kaldı. Bu olay aksak Timur anlamına gelen Timurlenk sıfatını
aldığı olaydır.

Yaraları iyileşen Emir Timur ve ordusu nihayetinde ittifakı Emir Hüseyin ile
Mevareünnehr’e geldi. Bu gelişinin amacı feth etmekti. Maveraünnehr’in çevresindeki
tepelerde kamp ateşleri yaktıran Timur, düşmanına ordu her yerden saldırıya geçti izlenimini
verip şehri kuşatmıştı. Bu onun en iyi stratejisi değildi elbet fakat sonuç olarak bu strateji ile
Tirmiz, Belh ve Maveraünnehr’i İlyas Hoca Oğlan’ın elinden aldı.

Emir Timur bir soylu değildi ama soyluları başa geçirip bir kukla lider olarak
gösteriyordu. Kendisi gizli bir liderdi. Kısa bir süre sonra ise büyük bir tören ile 9 Nisan
1370’da Timur, Belh meclisinin onayıyla Çağatay Hükümdarı olarak taç giydi. Tabi
hükümdar olmasının sebebi Cengiz soyundan gelen Saraymülk Hanım ile evlenmesiydi. Bu
evliliğin sonucunda Emir sıfatı gidecek yerine han damadı anlamında olan Gürgan sıfatı
eklenecekti. Hatta bu sıfatı ömrünün sonuna dek bastırdığı paralarda ve cuma hutbelerinde
okuttu.

Timur birçok sorunu çözdükten hemen sonra ilk olarak Harezm seferleri ile sınırlarını
büyültmeye başladı. Harezm topraklarına 4 kez farklı yöntemlerle yürüyen Timur bazı siyasi
problemler ve taraf değiştirmeler ile karşılaştı. 5. kez Harezme yürüyüşüyle tamamen işgal
etti ve kendi topraklarına bağladı.

Harezm bölgesindeki asayişi sağladıktan ve gerekli düzenlemeleri yaptıktan kısa bir
süre sonra ise Horasan bölgesine yürüdü. Kert hanedanlığı başta olmak üzere burada Cengiz
İmparatorluğunun devamı niteliğinde olan tüm devletleri kendisine bağladı.

Altın Orda Hükümdarı Toktamış ile uzun süren savaşın ardından askeri düzeni
değiştirip farklı bir strateji izleyen Timur, Toktamış’ın ordusuna aşırı zaiyat vermiş ve galip
gelmişti hatta düşman ordusundan kimseyi sağ bıraktırmayacak bir streteji daha uygulatmıştı.

Zafer sayfalarına yenilerini eklemeye doymayan Timur, İran’da Muzafferiler
Hanedanlığına son verip Bağdat üzerine yürüdü. Bağdat’ta bulunan Celayirliler’in sonu
olmakla birlikte halkın da sonu olmuştu. Tarihi kayıtlara göre Bağdat’ı feth edip her
askerinden bir insan kafası getirmesini emretti ve toplamda 100.000 insan kafasından 120 tane
kule yaptırdı.

Altın Orda, Osmanlı, Memlük ve Kadı Burhanettin, Timur’a karşı ittifak yapsalarda bu
ittifak Timur’un gözünden kaçmamıştı lakin tam ortalarında kalmıştı ve Doğu Anadolu
seferini sonlandırıp Altın Orda’nın üzerine yürümüştü. Sonuçları lehine işleten Timur’dan
bahsediyorsak kaybetti diyemeyiz lakin Altın Orda’nın hemen hemen tüm ordularını yok etti.

Bildiğimiz üzere filli ordusuyla Osmanlı Devleti ile savaşıp zafer kazanmış bir insanın
karşısına filli ordu çıksaydı sizce ne yapardı?

Cevabı Timur yine lehine olmak şartıyla verdi. Hindistan seferinde Delhi
İmparatorluğu’nun filli ordusu ile karşılaşan Timur efsane bir strateji geliştirerek develerin
sırtına pamuk yükleyip bu pamukları bir fitil ile ateşlemiş, sıcaktan daha da hızlı koşan
develer filleri korkutmuş ve kaçan filler Delhi İmparatorluğunun ordusunu ezerek büyük
oranda kayıp verdirmişti. Bu olayın ardından Timur, Delhi İmparatorluğunu da kendi
topraklarına katmıştı.

Zaferlerine ve hakimiyet alanlarına Sivas, Behist, Şam, Halep, Antep’i de ekleyen
Timur’un gözünde bu sefer Ankara vardı. Osmanlı başta olmak üzere, Timurla savaşan birçok
devlet fetret devrine girmişti. Osmanlı ordusunun karşısına Delhi’den getirttiği filler ile çıkan
Timur yine bu savaşı lehine çevirmişti ve Osmanlı Sultanı Yıldırım Beyazit’i esir almıştı.

Ankara zaferinin ardından sıra İzmirdeydi. İzmir kuşatması bir hayli kolay olacaktı.
İzmir’in o günkü halkının çoğunluğu ticaret ile uğraşan yabancılar olduğu için pek de savaşı
umursamamışlardı ta ki lağımcılar kale surlarını alaşar edip, öldürdükleri askerlerin kafalarını
toplara koyup limandaki Rodos ordusunun gemilerine atmaları sonucu yardıma gelen Rodos
askerleri geri çekilmek zorunda kaldı hatta bu durum halkta derin bir korkuya sebebiyet verdi.

İzmirde de zafer kazanan Timur’un manevi olarak fetret devri Yıldırım Beyazid’in
ölümü ile başlamıştı. Bu duruma bir hayli üzülen Timur, Yıldırım Beyazit’in oğlu olan Musa
Çelebi’ye tören ile Bursa’yı bağışladı. Kardeşi olarak gördüğü Yıldırım Beyazit’in acısı daha
tazeyken veliahtı olarak ilan ettiği torununun ölüm haberi ile iyice yıkılmıştı.

Anadolu seferini başarıyla tamamlayan Timur, Çin seferi sırasında hayatını kaybetti.
Torunu için inşa ettirdiği mozeleum’a torunundan sonra kendisi de defnedildi.

Asırlardır birçok devletin ve milletin gözünü korkutmuş olan Timur’un mezarı Rus
antropolog Gerasimos tarafından 1941 yılında incelemek için açıldı. Bu mezarın açılmasının
felaket, savaş getireceğini söyleyen halk istediğine ulaşmıştı aslında. Timur’un mezarı
açıldıktan 3 gün sonra Nazi Almanyası, SSCB’ye savaş ilan edip Stalingrad Muharebesini
başlatmıştı. Başlangıç beklenilen gibi olsa da sonuç umulduğu gibi olmadı. Timur’un cansız
bedeninde araştırmalar yapıldıktan sonra İslama uygun ve İslami bir tören ile tekrar
defnedildi.

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse Mısırlıların Mumyalama Tarihi  yazımıza bakabilir. Ayrıca bizi Instagram ve Twitter’dan takip edebilirsiniz.

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Önceki

BEDEN / ZİHİN BAĞLANTISI

Sonraki

Ülkelerden Sıradışı Yasaklar