Dünyanın büyük kulüplerinde oynamak, bir futbolcunun başına gelebilecek en özel olaylardan biri. Peki dünyanın en büyüğünden, diğer büyüğüne transfer olmak? Gelin hem Real Madrid, hem Barcelona forması giymiş oyunculara beraber göz atalım.
Ronaldo Nazario
“Assolistler en son sahneye çıkar.” diye bir klişe vardır. Ben bugün bu tabuyu yıkarak, listeye bir assolistle başlamak istiyorum. Ronaldo Nazario.
Futbol tarihinin gördüğü en özel yeteneklerden biri olan Brezilyalı, 1996 yılında 15 milyon € karşılığında PSV’den Katalan ekibi Barça’ya transfer olmuş ve 49 maçta 47 gol 12 asistlik inanılmaz bir skor katkısı yaparak bütün dünyaya “Ben geldim!” mesajı vermişti. Barcelona’da geçirdiği büyülü bir sezonun ardından İtalya devi Inter 28 milyon €’u gözden çıkararak bu genç golcüyü kadrosuna kattı. Tabii futbolda aksilikler çoktur, Ronaldo sakatlıklarda boğuşuyor, bir türlü istediği seviyeye çıkamıyordu.. 5 sezon Serie A’da boy gösteren Brezilyalı, sağlık durumu sebebiyle Inter ile sadece 98 maça çıksa da sahada olduğu her an kalitesini kanıtlamaktan da geri durmadı. 59 gol – 11 asist gibi hatırı sayılır istatistiklere ulaştı.
2002 yılında ise Real Madrid’e imza attı. 45 milyon €’luk rekor bir bonservisle Madrid’in “Los Galacticos” kadrosunun en parlak yıldızı oldu. Oynadığı 5 sezon boyunca bütün dünyayı kendine hayran bıraktı. 2002’de milli takımıyla Dünya Kupası şampiyonu oldu, 2003/2004 yılında İspanya gol kralı oldu. 177 maçta toplam 139 gole doğrudan katkı yaptı.
Gheorghe Hagi
Hagi, Rumenler için ne ifade ediyorsa, Türkler için de onu ifade ediyor. Türkiye’nin futboldaki en büyük başarısında geminin dümeni Hagi’nin elleri arasındaydı. Böylesine büyük bir kariyerin Galatasaray’da iz bırakması şaşılacak bir olay olmasa gerek.
Türk futbolunun bir başka Rumen kahramanı Mircea Lucescu tarafından keşfedilen Gheorghe, 1990 Temmuz ayında Steaua Bükreş takımından Real Madrid’e transfer olmuştu.. 80 maçın ardından İtalya’ya giden Hagi tıpkı Ronaldo Nazario gibi İspanya’ya geri dönerek Barça formasını terletti. Barcelona sonrası kariyerinden bahsetmeye gerek yok zira hepimiz en canlı şahitleriyiz..
Samuel Eto’o
Samuel Eto’o şüphesiz adını Barcelona kulüp tarihine altın harflerle yazdıran golcülerden biri. Futbolseverler Samuel’in Real Madrid kariyerini haklı olarak hatırlamazlar zira Kamerun’dan Madrid altyapısında transfer olduğunda henüz 15 yaşındaydı ve sürekli başka takımlara kiralandı. Real Madrid A takım formasını sadece 7 maç terletti. Onu “Samuel Eto’o” yapan patlama ise Mallorca’da yaşandı. Mallorca’da attığı gollerle dikkat çeken Eto’o, 27 milyon Euro karşılığında Barcelona’ya transfer oldu. 199 maçta 170 gole doğrudan katkı yaparak gönüllere taht kurdu. 05/06 sezonunda 26 gol ile İspanya gol kralı oldu.
Luis Figo
Sürat, dribbling, etkili şutlar ve bir atlet kadar iyi dayanıklılık-kondisyon… En tehlikeli olduğu anlar kanatlardan yaptığı koşular olmasına rağmen ceza sahasına topla daldığı zamanlar rakip takımların korkulu rüyası olan Figo.
645 maç, 112 gol, 173 asist.. Buna rağmen Figo’yu manşetlere taşıyan futbol yetenekleri değil, Barcelona’dan Real Madrid’e şok edici transferi oldu. 2000 yılında Real Madrid’de başkanlık seçimi yaşanırken başkan adayı Florentino Perez’in en büyük seçim vaadi halihazırda Barça kaptanlığı yapan Figo’ydu. Madrid basını, taraftarlar, kongre üyelerinin hepsi bu transferin imkansızlığından bahsediyordu. Figo ligin en iyi oyuncusu, üstelik Barcelona’nın kaptanıydı. Hatta bunlar konuşulurken Euro 2000 turnuvasında milli takımı Portekiz’i taşımaya devam ediyordu. Barcelona yöneticileri gelen teklifleri kabul etmeyeceği açıklamasını yapıyorken, Figo da “Hiçbir yere gitmiyorum.” söylemiyle taraftarların gönlüne su serpiyordu. Fakat Florentino Perez’in başkan seçilmesiyle beraber Real Madrid, o zaman için astronomik serbest kalma bedeli olan 60 milyon €’yu ödeyerek pazarlıksız bir transfer gerçekleştirdi. Bu aynı zamanda bir transfer rekoruydu. Figo, Real Madrid formasıyla gollerine ve asistlerine devam etti.
Luis Enrique
Luis Enrique, İspanya futbolunun en önemli figürlerinden biri. Futbolcuğunda Real Madrid, Barcelona formasını terleten, futbolu bıraktıktan sonra Celta Vigo, Barcelona, ve İspanya milli takımı hocalığı yapmış olan özel bir isim.
Futbolculuğunda kazandığı 10 kupa ile yetinmiyor, teknik direktör olup bir 10 kupa da saha kenarından kazanıyor. Bu sebeple Enrique gibi bir ismi anlatmaya uzun bir yazı değil, kazandığı kupaları söylemek yetiyor. 30 yıldır aktif şekilde İspanya futboluna hizmet veren Luis Enrique, henüz 50 yaşında. Önünde daha uzun bir kariyer ve kazanacağı onlarca kupa var.
